Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Lütfen mavi renkteki Arapça herhangi bir kelimeyi tıklayınız.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 Surah :  26 - ŞuaraGörüntülenen ayet : 139 | 227 - Sure No: 26
Önceki [26:138]< >[26:140] Sonraki
1.
[26:139]
fekeẕẕebûhü feehleknâhüm. inne fî ẕâlike leâyeh. vemâ kâne ekŝeruhüm mü'minîn.فكذبوه فأهلكناهم إن في ذلك لآية وما كان أكثرهم مؤمنين
فَكَذَّبُوهُ فَأَهْلَكْنَاهُمْ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَةً وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ
Elmalılı Böylece onu yalancı saydılar; biz de kendilerini helak ettik. Şüphesiz bunda mutlak bir âyet (alınacak bir ders) vardır, ama çokları iman etmiş değillerdir.
Y. AliSo they rejected him, and We destroyed them. Verily in this is a Sign: but most of them do not believe.
 Words| فكذبوه - So they denied him,| فأهلكناهم - then We destroyed them.| إن - Indeed,| في - in| ذلك - that| لآية - surely, is a sign,| وما - but not| كان - are| أكثرهم - most of them| مؤمنين - believers.|
PickthalAnd they denied him; therefor We destroyed them. Lo! herein is indeed a portent, yet most of them are not believers.
Arberry So they cried him lies; then We destroyed them. Surely in that is a sign, yet most of them are not believers.
ShakirSo they gave him the lie, then We destroyed them. Most surely there is a sign in this, but most of them do not believe.
Free MindsSo they denied him, and We destroyed them. In that is a sign, but most are not believers.
Qaribullah So they belied him, so We destroyed them. Surely, in that there is a sign; yet most of them do not believe.
AsadAnd so they gave him the lie: and thereupon We destroyed them. In this [story], behold, there is a message [unto men], even though most of them will not believe [in it]. [The message referred to here is contained in verses 128 - 130, which point out the three cardinal sins resulting from man's inordinate striving for power: worship of anything apart from God, self-admiring search for "glory", and cruelty or harshness towards one's fellow-men.]
Diyanet VakfıBöylece onu yalancılıkla suçladılar; biz de kendilerini helak ettik. Doğrusu bunda büyük bir ibret vardır; ama çokları iman etmezler.
DiyanetBöylece onu yalanladılar; Biz de kendilerini yok ettik. Bunda şüphesiz ki ders vardır; ama çoğu inanmamıştır.
Edip YükselBöylece onu yalanladılar. Nihayet biz de onları yok ettik. Bunda bir ders var; ancak çoğunluk inanmaz.
Suat YıldırımNeticede onu yalancı saydılar, Biz de onları imha ettik. Elbette bunda, alınacak ibret var, fakat onların ekserisi ibret alıp da iman etmezler.
Yaşar Nuri ÖztürkOnu bu şekilde yalanladılar, biz de onları helâk ettik. Bunda elbette bir ibret var. Ama onların çoğu müminlerden değildi.
Abdulbaki GölpınarlıDerken onu yalanladılar, biz de onları helak ettik. Şüphe yok ki bunda bir delil var, fakat halkın çoğu inanmaz.
Ali BulaçBöylelikle onu yalanladılar, Biz de onları yıkıma uğrattık. Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler.
Süleyman Ateş(Böylece) onu yalanladılar. Biz de onları helak ettik. Muhakkak ki bunda bir ibret vardır, ama yine çokları inanmazlar.
Önceki [26:138]< >[26:140] Sonraki
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17