Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Lütfen mavi renkteki Arapça herhangi bir kelimeyi tıklayınız.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 Surah :  26 - ŞuaraGörüntülenen ayet : 158 | 227 - Sure No: 26
Önceki [26:157]< >[26:159] Sonraki
1.
[26:158]
feeḫaẕehümü-l`aẕâb. inne fî ẕâlike leâyeh. vemâ kâne ekŝeruhüm mü'minîn.فأخذهم العذاب إن في ذلك لآية وما كان أكثرهم مؤمنين
فَأَخَذَهُمُ الْعَذَابُ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَةً وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ
Elmalılı Çünkü kendilerini azap yakalayıverdi. Şüphesiz bunda bir âyet (alınacak bir ders) vardır, ama çokları iman etmiş değillerdir.
Y. AliBut the Penalty seized them. Verily in this is a Sign: but most of them do not believe.
 Words| فأخذهم - So seized them| العذاب - the punishment.| إن - Indeed,| في - in| ذلك - that| لآية - surely is a sign,| وما - but not| كان - are| أكثرهم - most of them| مؤمنين - believers.|
PickthalSo the retribution came on them. Lo! herein is indeed a portent, yet most of them are not believers.
Arberry and the chastisement seized them. Surely in that is a sign, yet most of them are not believers.
ShakirSo the punishment overtook them. Most surely there is a sign in this, but most of them do not believe.
Free MindsSo the retribution took them. In that is a sign, but most of them are not believers.
Qaribullah and the punishment seized them. Surely, in that there is a sign. Yet most of them do not believe.
Asadfor the suffering [predicted by Salih,] befell them [then and there]. In this [story], behold, there is a message [unto men], even though most of them will not believe [in it]. [In my opinion, the specific message alluded to here relates, in the first instance, to the individual person's emotional reluctance to visualize the limited, transitory character of his own life on earth (hinted at in verses 146 - l49 above) and, hence, the judgment that awaits everyone in the life to come; and, secondly, to the element of compassion for all other living beings as a basis of true morality.]
Diyanet VakfıBunun üzerine onları azap yakaladı. Doğrusu bunda, büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler.
DiyanetBunun üzerine onları azap yakaladı. Doğrusu bunda bir ders vardır, fakat çoğu inanmamıştır.
Edip YükselVe ceza onları yakaladı. Bunda bir ders var; ancak çoğunluk inanmaz."
Suat YıldırımÇünkü bildirilen azap onları bastırıverdi. Elbette bunda alınacak ibret vardı. Fakat onların ekserisi ders alıp da iman etmezler.
Yaşar Nuri ÖztürkSonunda azap onları yakaladı. Bunda elbette bir ibret var. Ama onların çoğu inanan kişiler değildi.
Abdulbaki GölpınarlıAzap, onları helak ediverdi. Şüphe yok ki bunda bir delil var, fakat halkın çoğu inanmaz.
Ali BulaçBöylece azap onları yakaladı. Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler.
Süleyman AteşVe azab onları yakaladı. Muhakkak ki bunda bir ibret vardır, ama yine çokları inanmazlar.
Önceki [26:157]< >[26:159] Sonraki
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17