1. [26:98] | iẕ nüsevvîküm birabbi-l`âlemîn. | إذ نسويكم برب العالمين إِذْ نُسَوِّيكُم بِرَبِّ الْعَالَمِينَ |
---|
Elmalılı | "Çünkü biz sizi, âlemlerin Rabbi ile bir seviyede tutuyorduk." |
Y. Ali | "'When we held you as equals with the Lord of the Worlds;
|
Words | | إذ - When| نسويكم - we equated you| برب - with (the) Lord| العالمين - (of) the worlds.| |
Pickthal | When we made you equal with the Lord of the Worlds. |
Arberry | when we made you equal with the Lord of all Being. |
Shakir | When we made you equal to the Lord of the worlds; |
Free Minds | "For we equated you with the Lord of the Worlds!" |
Qaribullah | when we made you equal with the Lord of the Worlds. |
Asad | when we deemed you [false deities] equal to the Sustainer of all the worlds - |
Diyanet Vakfı | Çünkü biz sizi alemlerin Rabbi ile eşit tutuyorduk. |
Diyanet | Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler. |
Edip Yüksel | "Çünkü sizi evrenlerin Rabbine denk tutuyorduk." |
Suat Yıldırım | Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler “Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!”“Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu.“Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!” “Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!” [36,56; 40,47; 7,53; 38,64] |
Yaşar Nuri Öztürk | "Çünkü sizi âlemlerin Rabbi'yle aynı düzeyde tutuyorduk." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Sizi, alemlerin Rabbiyle bir tuttuğumuz zaman. |
Ali Bulaç | "Çünkü sizi (yalancı olanları) alemlerin Rabbiyle eşit tutuyorduk. |
Süleyman Ateş | Çünkü sizi alemlerin Rabbine eşit tutuyorduk. |
Önceki [26:97]< >[26:99] Sonraki |