1. [28:51] | veleḳad veṣṣalnâ lehümü-lḳavle le`allehüm yeteẕekkerûn. | ولقد وصلنا لهم القول لعلهم يتذكرون وَلَقَدْ وَصَّلْنَا لَهُمُ الْقَوْلَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ |
---|
Elmalılı | Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca ulamışızdır. |
Y. Ali | Now have We caused the Word to reach them themselves, in order that they may receive admonition.
|
Words | | ولقد - And indeed,| وصلنا - We have conveyed| لهم - to them| القول - the Word| لعلهم - so that they may| يتذكرون - remember.| |
Pickthal | And now verily We have caused the Word to reach them, that haply they may give heed. |
Arberry | Now We have brought them the Word; haply they may remember. |
Shakir | And certainly We have made the word to reach them so that they may be mindful. |
Free Minds | And We have delivered the message, perhaps they may take heed. |
Qaribullah | We have brought them the Word in order that they remember. |
Asad | NOW, INDEED, We have caused this word [of Ours] to reach mankind step by step, so that they might [learn to] keep it in mind. [Lit., "We have caused this word to reach them gradually": this meaning is implied in the verbal form wassalna, which - like the grammatically identical form nazzalna - points to the gradual, step-by-step revelation of the Quran during the twenty-three years of Muhammad's prophetic ministry.] |
Diyanet Vakfı | Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca yetiştirmişizdir (aralıksız vahiylerimizi göndermişizdir). |
Diyanet | And olsun ki, Biz vahyi onlara ard arda yetiştirdik; belki düşünürler. |
Edip Yüksel | Öğüt alırlar diye kendilerine mesajı iletip durduk. |
Suat Yıldırım | Düşünüp ibret almaları için Biz, sözümüzü birbiri ardından getirdik. |
Yaşar Nuri Öztürk | Yemin olsun, biz onlar için sözü ardarda getirdik ki, düşünüp öğüt alabilsinler. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve andolsun öğüt alsınlar diye sözü, birbiri ardınca ayetayet ulayıp indirmedeyiz. |
Ali Bulaç | Andolsun, Biz öğüt alıp-düşünsünler diye, sözü birbiri ardınca dizip-indirdik. |
Süleyman Ateş | Andolsun biz, düşünüp öğüt alsınlar diye onlar için sözü(müzü) birbirine bitiştirdik (ardı ardına gerçeği kanıtlayan ayetler gönderdik). |
Önceki [28:50]< >[28:52] Sonraki |