1. [32:16] | tetecâfâ cünûbühüm `ani-lmeḍâci`i yed`ûne rabbehüm ḫavfev veṭame`â. vemimmâ razaḳnâhüm yünfiḳûn. | تتجافى جنوبهم عن المضاجع يدعون ربهم خوفا وطمعا ومما رزقناهم ينفقون تَتَجَافَى جُنُوبُهُمْ عَنِ الْمَضَاجِعِ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ خَوْفًا وَطَمَعًا وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ |
---|
Elmalılı | Onların yanları yataklardan uzaklaşır, korku ve ümid içinde Rablerine dua ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan hayıra sarfederler. |
Y. Ali | Their limbs do forsake their beds of sleep, the while they call on their Lord, in Fear and Hope: and they spend (in charity) out of the sustenance which We have bestowed on them.
|
Words | | تتجافى - Forsake| جنوبهم - their sides| عن - from| المضاجع - (their) beds;| يدعون - they call| ربهم - their Lord| خوفا - (in) fear| وطمعا - and hope,| ومما - and out of what| رزقناهم - We have provided them| ينفقون - they spend.| |
Pickthal | Who forsake their beds to cry unto their Lord in fear and hope, and spend of that We have bestowed on them. |
Arberry | Their sides shun their couches as they call on their Lord in fear and hope; and they expend of that We have provided them. |
Shakir | Their sides draw away from (their) beds, they call upon their Lord in fear and in hope, and they spend (benevolently) out of what We have given them. |
Free Minds | Their sides readily forsake their beds, to call on their Lord out of fear and hope, and from Our provisions to them they give. |
Qaribullah | whose sides forsake their couches as they supplicate to their Lord in fear and hope; who give in charity of that which We have given them. |
Asad | [and] who are impelled to rise [Lit., "whose sides [i.e., bodies] restlessly rise".] from their beds [at night] to call out to their Sustainer in fear and hope; and who spend on others out of what We provide for them as sustenance. |
Diyanet Vakfı | Korkuyla ve umutla Rablerine yalvarmak üzere (ibadet ettikleri için), vücutları yataklardan uzak kalır ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar. |
Diyanet | Ayetlerimize ancak, kendilerine hatırlatıldığı zaman secdeye kapananlar, büyüklük taslamayarak Rablerini överek yüceltenler, vücudlarını yataklardan uzak tutup korkarak ve umarak Rablerine yalvaranlar ve verdiğimiz rızıklardan sarfedenler inanır. |
Edip Yüksel | Yataklarından kalkıp Rab'lerine saygı ve umutla yalvarırlar. Kendilerine verdiğimiz nimetlerden de verirler. |
Suat Yıldırım | Teheccüd namazı kılmak için yataklarından kalkar, cezalandırmasından endişe içinde, rahmetinden de ümitli olarak Rab'lerine dua edip yalvarırlar ve kendilerine nasib ettiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. |
Yaşar Nuri Öztürk | Yanları yataklarından uzaklaşır; korku ve ümitle Rablerine dua ederler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da dağıtırlar. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Yanları, yatak nedir, görmez, korkarak, umarak Rablerini çağırırlar ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerin bir kısmını yoksullara harcarlar. |
Ali Bulaç | Onların yanları (gece namazına kalkmak için) yataklarından uzaklaşır. Rablerine korku ve umutla dua ederler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler. |
Süleyman Ateş | Yanları yataklardan uzaklaşır, (gece teheccüd namazı kılmak için yanlarını yataklardan ayırılıp kalkarlar), korkarak ve umarak Rablerine du'a ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıktan hayır için harcarlar. |
Önceki [32:15]< >[32:17] Sonraki |