1. [41:20] | ḥattâ iẕâ mâ câûhâ şehide `aleyhim sem`uhüm veebṣâruhüm vecülûdühüm bimâ kânû ya`melûn. | حتى إذا ما جاءوها شهد عليهم سمعهم وأبصارهم وجلودهم بما كانوا يعملون حَتَّى إِذَا مَا جَاؤُوهَا شَهِدَ عَلَيْهِمْ سَمْعُهُمْ وَأَبْصَارُهُمْ وَجُلُودُهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ |
---|
Elmalılı | Nihayet oraya vardıkları zaman kulakları, gözleri ve derileri yaptıkları şeyler hakkında onların aleyhinde şahitlik ederler. | Y. Ali | At length, when they reach the (Fire), their hearing, their sight, and their skins will bear witness against them, as to (all) their deeds.
| Words | | حتى - Until,| إذا - when| ما - when| جاءوها - they come to it| شهد - (will) testify| عليهم - against them| سمعهم - their hearing,| وأبصارهم - and their sight,| وجلودهم - and their skins,| بما - (as) to what| كانوا - they used to| يعملون - do.| | Pickthal | Till, when they reach it, their ears and their eyes and their skins testify against them as to what they used to do. | Arberry | till when they are come to it, their hearing, their eyes and their skins bear witness against them concerning what they have been doing, | Shakir | Until when they come to it, their ears and their eyes and their skins shall bear witness against them as to what they did. | Free Minds | When they come to it, their own hearing, eyes, and skins will bear witness to everything they had done. | Qaribullah | when they reach it, their hearing, eyes and skins will testify against them for what they were doing. | Asad | till, when they come close to it, their hearing and their sight and their [very] skins will bear witness against them, speaking of what they were doing [on earth]. | Diyanet Vakfı | Nihayet oraya geldikleri zaman kulakları, gözleri ve derileri, işledikleri şeye karşı onların aleyhine şahitlik edecektir. | Diyanet | Sonunda oraya varınca, kulakları, gözleri ve derileri, yaptıkları hakkında onların aleyhinde şahidlik ederler. | Edip Yüksel | Nihayet oraya vardıklarında, onların işitme, görme organları ve derileri yaptıkları hakkında tanıklık eder. | Suat Yıldırım | Nihayet oraya ulaştıklarında kulakları, gözleri ve derileri yaptıkları işleri söyleyip kendi aleyhlerinde şahitlik ederler. | Yaşar Nuri Öztürk | Nihayet, oraya geldiklerinde kulakları, gözleri, derileri, yapıp-ettikleri hakkında onlar aleyhine tanıklık edecektir. | Abdulbaki Gölpınarlı | Oraya gelince de kulakları, gözleri ve derileri, yaptıkları şeyler hakkında, kendi aleyhlerine tanıklıkta bulunur. | Ali Bulaç | Sonunda oraya geldikleri zaman, işitme, görme (duyuları) ve derileri kendi aleyhlerine şahitlik edecektir. | Süleyman Ateş | Nihayet oraya vardıklarında kulakları, gözleri ve derileri, yaptıkları işler hakkında aleyhlerine şahidlik ettiler. | Önceki [41:19]< >[41:21] Sonraki |
|