1. [41:4] | beşîrav veneẕîrâ. fea`raḍa ekŝeruhüm fehüm lâ yesme`ûn. | بشيرا ونذيرا فأعرض أكثرهم فهم لا يسمعون بَشِيرًا وَنَذِيرًا فَأَعْرَضَ أَكْثَرُهُمْ فَهُمْ لَا يَسْمَعُونَ |
---|
Elmalılı | O, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilmiştir. Fakat insanların çoğu yüz çevirmişlerdir. Artık onlar gerçeği işitmezler. |
Y. Ali | Giving good news and admonition: yet most of them turn away, and so they hear not.
|
Words | | بشيرا - A giver of glad tidings| ونذيرا - and a warner;| فأعرض - but turn away| أكثرهم - most of them,| فهم - so they| لا - (do) not| يسمعون - hear.| |
Pickthal | Good tidings and a warning. But most of them turn away so that they hear not. |
Arberry | good tidings to bear, and warning, but most of them have turned away, and do not give ear. |
Shakir | A herald of good news and a warner, but most of them turn aside so they hear not. |
Free Minds | A bearer of good news, and a warner. But most of them turn away; they do not hear. |
Qaribullah | It bears glad tidings and a warning, yet most of them turn away and do not listen. |
Asad | to be a herald of glad tidings as well as a warning. And yet, [whenever this divine writ is offered to men,] most of them turn away, so that they cannot hear [its message]; [The "people of [innate] knowledge" mentioned in the preceding verse are obviously those who understand the spiritual purport of this divine writ and, therefore, submit to its guidance: hence, it cannot be "most of them" who are referred to in the above phrase and in the next verse but, on the contrary, people who are devoid of such knowledge and to whom, in consequence, the Quran is meaningless. This elliptically implied differentiation - overlooked by almost all of the commentators (with perhaps the sole exception of Ibn Kathir) - can only be brought out by means of an interpolation at the beginning of the sentence.] |
Diyanet Vakfı | Bu kitap müjdeleyici ve uyarıcıdır. Fakat onların çoğu yüz çevirdi. Artık dinlemezler. |
Diyanet | Bu Kitap, merhametli olan Allah katından indirilmedir; bilen bir millet için müjdeci ve uyarıcı olmak üzere Arapça okunarak, ayetleri uzun uzun açıklanmıştır. Ama insanların çoğu yüz çevirmiştir, onlar işitmezler de: "Bizi çağırdığın şeye karşı kalblerimiz kapalıdır, kulaklarımızda ağırlık, bizimle senin aranda anlaşmamıza engel vardır; istediğini yap, biz de yapacağız" derler. |
Edip Yüksel | Bir müjdeci ve bir uyarıcıdır. Ancak onların çoğunluğu ondan yüz çevirmiştir; onlar işitmezler. |
Suat Yıldırım | Bu kitap, Allah'ın rahmeti ile müjdelemek, cezasını haber vererek uyarmak için gönderildi.Buna rağmen insanların çoğu ondan yüz çevirdiler. Onlar artık dinlemezler. |
Yaşar Nuri Öztürk | Muştulayıcı ve uyarıcı olarak. Onların pek çoğu yüz çevirdi; kulak verip dinlemezler onlar. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Müjdecidir ve korkutucu, fakat çoğu yüz çevirmiştir, onlar, duymazlar. |
Ali Bulaç | Bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak. Ama çoğu yüz çevirdiler. Artık onlar dinlemezler. |
Süleyman Ateş | Müjdeleyici ve uyarıcı olarak (gönderilmiştir). Fakat çokları yüz çevirmiştir; onlar işitmezler. |
Önceki [41:3]< >[41:5] Sonraki |