Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Lütfen mavi renkteki Arapça herhangi bir kelimeyi tıklayınız.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 Surah :  42 - ŞuraGörüntülenen ayet : 18 | 53 - Sure No: 42
Önceki [42:17]< >[42:19] Sonraki
1.
[42:18]
yesta`cilü bihe-lleẕîne lâ yü'minûne bihâ. velleẕîne âmenû müşfiḳûne minhâ veya`lemûne ennehe-lḥaḳḳ. elâ inne-lleẕîne yümârûne fi-ssâ`ati lefî ḍalâlim be`îd.يستعجل بها الذين لا يؤمنون بها والذين آمنوا مشفقون منها ويعلمون أنها الحق ألا إن الذين يمارون في الساعة لفي ضلال بعيد
يَسْتَعْجِلُ بِهَا الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِهَا وَالَّذِينَ آمَنُوا مُشْفِقُونَ مِنْهَا وَيَعْلَمُونَ أَنَّهَا الْحَقُّ أَلَا إِنَّ الَّذِينَ يُمَارُونَ فِي السَّاعَةِ لَفِي ضَلَالٍ بَعِيدٍ
Elmalılı O'na inanmayanlar kıyametin çabuk gelmesini istiyorlar. İnananlar ise O'ndan korkarlar ve O'nun hak olduğunu bilirler. İyi bilin ki, kıyamet saati hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.
Y. AliOnly those wish to hasten it who believe not in it: those who believe hold it in awe, and know that it is the Truth. Behold, verily those that dispute concerning the Hour are far astray.
 Words| يستعجل - Seek to hasten| بها - [of] it| الذين - those who| لا - (do) not| يؤمنون - believe| بها - in it,| والذين - and those who| آمنوا - believe| مشفقون - (are) fearful| منها - of it| ويعلمون - and know| أنها - that it| الحق - (is) the truth.| ألا - Unquestionably,| إن - indeed,| الذين - those who| يمارون - dispute| في - concerning| الساعة - the Hour| لفي - (are) certainly in| ضلال - error| بعيد - far.|
PickthalThose who believe not therein seek to hasten it, while those who believe are fearful of it and know that it is the Truth. Are not they who dispute, in doubt concerning the Hour, far astray?
Arberry Those that believe not therein seek to hasten it; but those who believe in it go in fear of it, knowing that it is the truth. Why, surely those who are in doubt concerning the Hour are indeed in far error.
ShakirThose who do not believe in it would hasten it on, and those who believe are in fear from it, and they know that it is the truth. Now most surely those who dispute obstinately concerning the hour are in a great error.
Free MindsThose who do not believe in it seek to hasten it, while those who believe are concerned about it, and they know that it is the truth. Certainly, those who dispute the Hour have gone far astray.
Qaribullah Those who disbelieve in it seek to hasten it, but the believers are in fear of it, knowing it to be the truth. Indeed, those who doubt the Hour have strayed far away.
AsadThose who do not believe in it [mockingly] ask for its speedy advent [This is not merely a reference to the sarcastic demand of Muhammad's opponents (mentioned several times in the Quran) to bring about their "speedy chastisement" in proof of his being God's message-bearer, but also an oblique allusion to unbelievers of all times who, without having any "proof" either way, categorically reject the idea of resurrection and judgment.] - wwhereas those who have attained to faith stand in awe of it, and know it to be the truth. Oh, verily, they who call the Last Hour in question have indeed gone far astray!
Diyanet VakfıOna inanmayanlar, onun çabuk kopmasını isterler. İnananlar ise ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki, kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.
DiyanetO'na inanmayanlar, acele olmasını beklerler; inananlar ise korku ile titrerler ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.
Edip YükselOna inanmıyanlar onun hakkında meydan okuyorlar. Ona inananlar ise ondan kaygı duyarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. Saat konusunda kuşku duyanlar büyük bir sapıklık içindedirler.
Suat YıldırımKıyamet (yani dirilme) saatinin gelmesini acele ile isteyenler, ona inanmayanlardır.Müminler ise O'nun gerçekten vaki olacağını bilir ve ondan kaçınırlar. Kıyamet hakkında münakaşa edenler, haktan ve gerçekten çok uzak, derin bir sapıklık içindedirler.
Yaşar Nuri ÖztürkOna inanmayanlar onun çabucak gelmesini isterler. İman edenlerse ondan ürperirler ve bilirler ki o haktır. Dikkat edin, kıyamet saati hakkında tartışıp duranlar, geri dönüşü olmayan bir sapıklığın tam içindedirler.
Abdulbaki GölpınarlıBuna inanmayanlar, çabuk gelmesini isterler ve inananlarsa gelip çatmasından korkarlar ve bilirler ki o, gerçektir; iyice bil ki kıyametten şüphe edip o hususta mücadeleye girişenler, elbette doğrudan pek uzak bir sapıklık içindedir.
Ali BulaçOnda acele edenler, (gerçekte) ona inanmayanlardır. İman edenler ise, ona karşı bir korku içindedirler ve onun gerçekten hak olduğunu bilirler. Haberiniz olsun; kıyamet-saati konusunda tartışanlar, gerçekte uzak bir sapıklık içindedirler.
Süleyman AteşOna inanmayanlar, onun çabuk gelmesini isterler. İnananlar ise ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bil ki, o sa'at hakkında tartışanlar, uzak bir sapıklık içine düşmüşlerdir.
Önceki [42:17]< >[42:19] Sonraki
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17