Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Lütfen mavi renkteki Arapça herhangi bir kelimeyi tıklayınız.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 Surah :  42 - ŞuraGörüntülenen ayet : 45 | 53 - Sure No: 42
Önceki [42:44]< >[42:46] Sonraki
1.
[42:45]
veterâhüm yü`raḍûne `aleyhâ ḫâşi`îne mine-ẕẕülli yenżurûne min ṭarfin ḫafiyy. veḳâle-lleẕîne âmenû inne-lḫâsirîne-lleẕîne ḫasirû enfüsehüm veehlîhim yevme-lḳiyâmeh. elâ inne-żżâlimîne fî `aẕâbim müḳîm.وتراهم يعرضون عليها خاشعين من الذل ينظرون من طرف خفي وقال الذين آمنوا إن الخاسرين الذين خسروا أنفسهم وأهليهم يوم القيامة ألا إن الظالمين في عذاب مقيم
وَتَرَاهُمْ يُعْرَضُونَ عَلَيْهَا خَاشِعِينَ مِنَ الذُّلِّ يَنظُرُونَ مِن طَرْفٍ خَفِيٍّ وَقَالَ الَّذِينَ آمَنُوا إِنَّ الْخَاسِرِينَ الَّذِينَ خَسِرُوا أَنفُسَهُمْ وَأَهْلِيهِمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَلَا إِنَّ الظَّالِمِينَ فِي عَذَابٍ مُّقِيمٍ
Elmalılı Sen, onların aşağılıktan dolayı başları öne eğilmiş, göz ucuyla gizli gizli etrafa bakarlarken ateşe sunulduklarını görürsün, iman edenler de: "Gerçekten zarara uğrayanlar hem kendilerine hem de ailelerine kıyamet günü yazık etmiş olan kimselerdir."diyeceklerdir. İyi bilin ki zalimler devamlı bir azap içerisindedirler.
Y. AliAnd thou wilt see them brought forward to the (Penalty), in a humble frame of mind because of (their) disgrace, (and) looking with a stealthy glance. And the Believers will say: "Those are indeed in loss, who have given to perdition their own selves and those belonging to them on the Day of Judgment. Behold! Truly the Wrong-doers are in a lasting Penalty!"
 Words| وتراهم - And you will see them| يعرضون - being exposed| عليها - to it,| خاشعين - humbled| من - by| الذل - disgrace,| ينظرون - looking| من - with| طرف - a glance| خفي - stealthy.| وقال - And will say| الذين - those who| آمنوا - believed,| إن - "Indeed,| الخاسرين - the losers| الذين - (are) those who| خسروا - lost| أنفسهم - themselves| وأهليهم - and their families| يوم - (on the) Day| القيامة - (of) the Resurrection.| ألا - Unquestionably!| إن - Indeed,| الظالمين - the wrongdoers| في - (are) in| عذاب - a punishment| مقيم - lasting.|
PickthalAnd thou wilt see them exposed to (the Fire), made humble by disgrace, and looking with veiled eyes. And those who believe will say: Lo! the (eternal) losers are they who lose themselves and their housefolk on the Day of Resurrection. Lo! are not the wrong-doers in perpetual torment?
Arberry And thou shalt see them, as they are exposed to it, abject in humbleness, looking with furtive glance; and the believers shall say, 'Surely the losers are they who lose themselves and their families on the Day of Resurrection; surely the evildoers are in lasting chastisement.
ShakirAnd you shall see them brought before it humbling themselves because of the abasements, looking with a faint glance. And those who believe shall say: Surely the losers are they who have lost themselves and their followers on the resurrection day. Now surely the iniquitous shall remain in lasting chastisement.
Free MindsAnd you will see them being displayed to it, in fearful humiliation, and looking, while trying to avoid looking. And those who believed will Say: "The losers are those who lost their souls and their families on the Day of Resurrection. The transgressors will be in a lasting retribution."
Qaribullah You shall see them exposed before it, humbled in shame and looking upon it with a furtive glance and the believers will say: 'Indeed, the losers are they who lose themselves and their families on the Day of Resurrection. ' The harmdoers shall suffer an everlasting punishment.
AsadAnd thou wilt see them exposed to that [doom], humbling themselves in abasement, looking [around] with a furtive glance - the while those who had attained to faith will say, "Verily, lost on [this] Day of Resurrection are they who have squandered their own and their followers' selves!" [The term ahl denotes primarily the "people" of one town, country or family, as well as the "fellow-members" of one race, religion, profession, etc. In its wider, ideological sense it is applied to people who have certain characteristics in common, e.g., ahl al-ilm ("people of knowledge", i.e., scholars), or who follow one and the same persuasion or belief, e.g., ahl al-kitab ("the followers of [earlier] revelation"), ahl al-Quran ("the followers of the Quran"), and so forth. Since, as has been pointed out in the second note on verse 44, the above passage refers primarily - though not exclusively - to the tyrants and oppressors spoken of in verse 42, the term ahluhum evidently connotes "their followers". Thus, the above sentence implies that every kind of evildoing (zulm), and particularly the oppression of others, inevitably results in a spiritual injury to, and ultimately the self-destruction of, its perpetrators and/or their followers.] Oh, verily, the evildoers will fall into long-lasting suffering,
Diyanet VakfıAteşe arz olunurlarken onların, zilletten başlarını öne eğerek göz ucuyla gizli gizli baktıklarını göreceksin. İnananlar da: İşte asıl ziyana uğrayanlar, kıyamet günü kendilerini ve ailelerini ziyana sokanlardır, diyecekler. Kesinlikle biliniz ki, zalimler, sürekli bir azap içindedirler.
DiyanetAşağılıktan başları öne eğilmiş, göz ucuyla gizli gizli etrafa bakarken, ateşe sunulduklarını görürsün. İnananlar: "Hüsranda olanlar, kıyamet günü kendilerini de, ailelerini de hüsranda bırakanlardır" derler. İyi bilin ki, zalimler sürekli bir azap içindedirler.
Edip YükselAşağılanmış ve başları eğilmiş olarak ateşe sunulurlarken göz ucuyla çevrelerine bakındıklarını görürsün. İnananlar, "Gerçek kaybedenler, Diriliş Gününde kendilerini ve ailelerini kaybedenlerdir. Zalimler sürekli bir azaba mahkum olmuştur," derler.
Suat YıldırımOnları uğradıkları zilletten dolayı boyunları bükük, yürekleri titrer vaziyette cehennemin önüne getirildiklerinde, korkudan, sadece göz ucuyla ateşe baktıklarını fark edersin.Müminler ise (bu manzara karşısında): “En büyük kayba uğrayanlar, hem kendilerini hem de ailelerini kıyamet gününde hüsrana sürükleyenlerdir.” derler.İyi bilin ki zalimler devamlı bir azap içindedirler.
Yaşar Nuri ÖztürkVe göreceksin onları, zilletten ezilip büzülmüş halde ürkek bakışlarla bakarken, ateşe salınırlar. İnananlar şöyle derler: "Gerçek hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini hem de ailelerini perişan edenlerdir. Dikkat edin, zalimler, sürüp gidecek bir azabın içindedir."
Abdulbaki GölpınarlıVe görürsün ki onlar, ateşin önüne getirildikleri zaman düştükleri horluktan ürküp titremedeler ve cehenneme, göz ucuyla gizlice bakmadalar ve inananlarsa şüphe yok ki derler, ziyana düşenler, kıyamet gününde kendilerini ve yakınlarını ziyana düşürenlerdir. İyice bil ki zulmedenler, şüphesiz, sürekli bir azap içindedir.
Ali BulaçOnları görürsün; zilletten başları önlerine düşmüş bir halde, ona (ateşe) sunulurlarken göz ucuyla sezdirmeden bakarlar. İman edenler de: "Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendi nefislerini, hem yakın akraba (veya yandaş)larını da hüsrana uğratmışlardır" dediler. Haberiniz olsun; gerçekten zalimler, kalıcı bir azap içindedirler.
Süleyman AteşYine onları görürsün: Aşağılıktan başlarını öne eğmiş vaziyette ateşe sunulurlarken göz ucuyla gizli gizli bakarlar. İnananlar da: "İşte asıl ziyana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem ailelerini ziyan edenlerdir. Bakın, gerçekten zalimler sürekli bir azab içindedirler" demişlerdir.
Önceki [42:44]< >[42:46] Sonraki
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17