1. [43:65] | faḫtelefe-l'aḥzâbü mim beynihim. feveylül lilleẕîne żalemû min `aẕâbi yevmin elîm. | فاختلف الأحزاب من بينهم فويل للذين ظلموا من عذاب يوم أليم فَاخْتَلَفَ الْأَحْزَابُ مِن بَيْنِهِمْ فَوَيْلٌ لِّلَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْ عَذَابِ يَوْمٍ أَلِيمٍ |
---|
Elmalılı | Fakat aralarından çıkan gruplar, İsâ hakkında ihtilâfa düştüler. Acı bir günün azâbından dolayı vay zulmedenlerin hâline! |
Y. Ali | But sects from among themselves fell into disagreement: then woe to the wrong-doers, from the Penalty of a Grievous Day!
|
Words | | فاختلف - But differed| الأحزاب - the factions| من - from| بينهم - among them,| فويل - so woe| للذين - to those who| ظلموا - wronged| من - from| عذاب - (the) punishment| يوم - (of the) Day| أليم - painful.| |
Pickthal | But the factions among them differed. Then woe unto those who do wrong from the doom of a painful day. |
Arberry | But the parties among them fell into variance; so woe unto those who did evil, because of the chastisement of a painful day. |
Shakir | But parties from among them differed, so woe to those who were unjust because of the chastisement of a painful day. |
Free Minds | The groups disputed among themselves. Woe to those who have been wicked from the retribution of a painful Day. |
Qaribullah | Yet the parties differed among themselves. So woe to those who did evil among the punishment of a Painful Day. |
Asad | But factions from among those [who came after Jesus] began to hold divergent views: [Sc., regarding the nature of Jesus and the inadmissibility of worshipping anyone but God: an allusion to subsequent developments in Christianity.] woe, then, unto those who are bent on evildoing - [woe] for the suffering [that will befall them] on a grievous Day! |
Diyanet Vakfı | Ama aralarından çıkan guruplar, bir ihtilafa düştüler. Acı bir günün azabı karşısında vay o zulmedenlerin haline! |
Diyanet | Ama, aralarında guruplaştılar, ayrılığa düştüler. Kıyamet gününün can yakıcı azabına uğrayacak zalimlerin vay haline! |
Edip Yüksel | Partiler ve mezhepler aralarında tartıştılar. Acı azaptan dolayı vay zalimlerin haline. |
Suat Yıldırım | Ondan sonra kendisine mensup birtakım fırkalar aralarında ayrılığa düştüler.Gayet acı bir günün azabından zalimlerin vay haline! |
Yaşar Nuri Öztürk | Böyle iken, aralarından çıkan hizipler ihtilafa düştüler. Korkunç bir günün azabından vay haline o zulmedenlerin! |
Abdulbaki Gölpınarlı | Aralarından bölükler, ayrılığa düştü; yazıklar olsun zulmedenlere elemli günün azabından. |
Ali Bulaç | Sonra, içlerinden birtakım fırkalar ihtilafa düştü. Artık, acı bir günün azabından vay o zulmetmiş olanlara. |
Süleyman Ateş | Aralarından çıkan partiler, birbirleriyle ihtilafa düşmüşlerdir. Acı bir günün azabından vay o zulmedenlerin haline! |
Önceki [43:64]< >[43:66] Sonraki |