1. [50:10] | vennaḫle bâsiḳâtil lehâ ṭal`un neḍîd. | والنخل باسقات لها طلع نضيد وَالنَّخْلَ بَاسِقَاتٍ لَّهَا طَلْعٌ نَّضِيدٌ |
---|
Elmalılı | Tomurcukları birbiri üzerine dizilmiş uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik. |
Y. Ali | And tall (and stately) palm-trees, with shoots of fruit-stalks, piled one over another;-
|
Words | | والنخل - And the palms trees| باسقات - tall -| لها - for it| طلع - (are) layers| نضيد - arranged.| |
Pickthal | And lofty date-palms with ranged clusters, |
Arberry | and tall palm-trees with spathes compact, |
Shakir | And the tall palm-trees having spadices closely set one above another, |
Free Minds | And the palm trees, emerging with clustering fruit. |
Qaribullah | and tall palmtrees with compact spathes |
Asad | and tall palm-trees with their thickly-clustered dates, |
Diyanet Vakfı | Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik. Ve o su ile ölü toprağa can verdik. İşte hayata yeniden çıkış da böyledir. |
Diyanet | Gökten bereketli bir su indirdik, kullara rızık olmak üzere onunla bahçeler, biçilecek taneli ekinler, küme küme tomurcukları olan boylu hurma ağaçları yetiştirdik. O su ile ölü yeri dirilttik. İşte insanların diriltilmesi de böyledir. |
Edip Yüksel | Küme küme tomurcuklara sahip yüksek hurma ağaçları yetiştirdik. |
Suat Yıldırım | Gökten bereketli bir su indirdik. Onunla bahçeler ve biçilen ekinler, salkım salkım meyveleriyle ulu hurma ağaçları yetiştirdik. |
Yaşar Nuri Öztürk | Yüksek yüksek hurma ağaçları büyüttük. Birbirine girmiş kümeler halinde tomurcukları vardır onların. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve hurma ağaçları ki boy atıp uzar ve meyveleri, birbirine bitişmiş, adeta istiflenmiştir. |
Ali Bulaç | Ve birbiri üstüne dizilmiş tomurcuk yüklü yüksek hurma ağaçları da. |
Süleyman Ateş | Birbirine girmiş kat kat tomurcukları olan yüksek hurma ağaçları yetiştirdik; |
Önceki [50:9]< >[50:11] Sonraki |