1. [50:27] | ḳâle ḳarînühû rabbenâ mâ aṭgaytühû velâkin kâne fî ḍalâlim be`îd. | قال قرينه ربنا ما أطغيته ولكن كان في ضلال بعيد قَالَ قَرِينُهُ رَبَّنَا مَا أَطْغَيْتُهُ وَلَكِن كَانَ فِي ضَلَالٍ بَعِيدٍ |
---|
Elmalılı | Yanındaki arkadaşı (şeytan) der ki: "Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi". | Y. Ali | His Companion will say: "Our Lord! I did not make him transgress, but he was (himself) far astray."
| Words | | قال - Will say| قرينه - his companion,| ربنا - "Our Lord,| ما - not| أطغيته - I made him transgress,| ولكن - but| كان - he was| في - in| ضلال - error| بعيد - far."| | Pickthal | His comrade saith: Our Lord! I did not cause him to rebel, but he was (himself) far gone in error. | Arberry | And his comrade shall say, 'Our Lord, I made him not insolent, but he was in far error.' | Shakir | His companion will say: Our Lord! I did not lead him into inordinacy but he himself was in a great error. | Free Minds | His constant companion said: "Our Lord, I did not corrupt him, but he was already far astray." | Qaribullah | And his companion shall say: 'Our Lord, I did not make him insolent, he was far astray. ' | Asad | Man's other self' will say: [Lit., as in verse 23, "his intimate companion" (qarin): but whereas there it may be taken as denoting man's moral consciousness or reason, in the present instance the "speaker" is obviously its counterpart, namely, the complex of the sinner's instinctive urges and inordinate, unrestrained appetites summarized in the term saiq ("that which drives") and often symbolized as shaytan ("Satan" or "satanic force": see Razi's remarks quoted in note on 14:22.) In this sense, the term qarin has the same connotation as in 41:25 and 43:36.] "O our Sustainer! It was not I that led his conscious mind into evil [Lit., "him" or "it" - referring to man's faculty of conscious, controlling reason (shahid).] - [nay,] but it had gone far astray [of its own accord]! [I.e., man's evil impulses and appetites cannot gain ascendancy unless his conscious mind goes astray from moral verities: and this explains the purport, in the present context, of verses 24-25 above.] | Diyanet Vakfı | Müşrikin arkadaşı (şeytan) der ki: Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi. | Diyanet | Yanındaki şeytan: "Rabbimiz! Ben onu azdırmadım, fakat kendisi derin bir sapıklıktaydı" der. | Edip Yüksel | Arkadaşı, "Rabbim, ben onu azdırmadım; fakat o kendisi derin bir sapıklık içindeydi," der. | Suat Yıldırım | Yanındaki arkadaş: “Ya Rabbî,” der, “onu ben saptırmadım, kendisi zaten haktan iyice uzak bir sapıklık içinde idi.” [14,22] | Yaşar Nuri Öztürk | Yoldaşı dedi ki: "Rabbimiz, onu ben azdırmadım. Onun kendisi, dönüşü olmayan bir sapıklık içindeydi." | Abdulbaki Gölpınarlı | Arkadaşı, Rabbimiz der, onu, taşkınlığa ben sevketmedim ve fakat o, pek uzak bir sapıklık içindeydi. | Ali Bulaç | Onun yakın-dostu (saptırıcı) dedi ki: "Rabbimiz, ben onu kışkırtıp-azdırdım. Ancak kendisi (haktan) uzak bir sapıklık içindeydi." | Süleyman Ateş | Yanındaki arkadaşı dedi ki: "Rabbimiz, ben onu azdırmadım, zaten o kendisi derin bir sapıklık içinde idi." | Önceki [50:26]< >[50:28] Sonraki |
|