1. [51:27] | feḳarrabehû ileyhim ḳâle elâ te'külûn. | فقربه إليهم قال ألا تأكلون فَقَرَّبَهُ إِلَيْهِمْ قَالَ أَلَا تَأْكُلُونَ |
---|
Elmalılı | Onu önlerine sürerek: "Yemez misiniz?" dedi. |
Y. Ali | And placed it before them.. he said, "Will ye not eat?"
|
Words | | فقربه - And he placed it near| إليهم - [to] them,| قال - he said,| ألا - "Will not| تأكلون - you eat?"| |
Pickthal | And he set it before them, saying: Will ye not eat? |
Arberry | and he laid it before them saying, 'Will you not eat?' |
Shakir | So he brought it near them. He said: What! will you not eat? |
Free Minds | He offered it to them, he said: "Do you not eat?" |
Qaribullah | He set it before them, saying: 'Will you not eat? ' |
Asad | and placed it before them, saying, "Will you not eat?" |
Diyanet Vakfı | Onların önüne koyup "Yemez misiniz?" demişti. |
Diyanet | Hemen ailesine giderek semiz bir buzağı getirmiş, onların önüne sürüp: "Yemez misiniz?" demişti. |
Edip Yüksel | Onu onların önüne sürüp, "Yemez misiniz?" dedi. |
Suat Yıldırım | Onlara yemek getirmek için gizlice ailesinin yanına geçti ve semiz bir dana kebabı getirdi. Önlerine koyup “buyurmaz mısınız?” diye ikram etti. [11,69] {KM, Tekvin 18. bölüm} |
Yaşar Nuri Öztürk | Danayı misafirlerin önüne sürdü. "Yemez misiniz?" dedi. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Onların önüne koymuştu da yemez misiniz demişti. |
Ali Bulaç | Derken onlara yaklaştırıp (ikram etti); "Yemez misiniz?" dedi. |
Süleyman Ateş | Onu, önlerine yaklaştırdı, "Yemez misiniz?" dedi. |
Önceki [51:26]< >[51:28] Sonraki |