1. [52:17] | inne-lmütteḳîne fî cennâtiv vene`îm. | إن المتقين في جنات ونعيم إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَنَعِيمٍ |
---|
Elmalılı | Şüphesiz (günahlardan) korunanlar da cennetlerde, nimetler içindedirler. |
Y. Ali | As to the Righteous, they will be in Gardens, and in Happiness,-
|
Words | | إن - Indeed,| المتقين - the righteous| في - (will be) in| جنات - Gardens| ونعيم - and pleasure,| |
Pickthal | Lo! those who kept their duty dwell in gardens and delight, |
Arberry | Surely the godfearing shall be in gardens and bliss, |
Shakir | Surely those who guard (against evil) shall be in gardens and bliss |
Free Minds | The righteous are in paradises and bliss. |
Qaribullah | But in the Gardens the righteous shall live in bliss, |
Asad | [But,] verily, the God-conscious will find themselves [on that Day] in gardens and in bliss, |
Diyanet Vakfı | Şüphesiz (kötülüklerden) korunanlar cennetlerde ve nimet içindedirler. |
Diyanet | Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, şüphesiz, cennetlerde ve Rablerinin kendilerine verdikleriyle zevk duyarak nimetler içindedirler. Rableri onları cehennem azabından korumuştur. |
Edip Yüksel | Erdemliler bahçeler ve nimetler içindedir. |
Suat Yıldırım | Müttakiler ise cennetlerde nimet içindedirler. |
Yaşar Nuri Öztürk | Korunup sakınanlar; cennetler, nimetler içindedir. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Şüphe yok ki çekinenler, cennetlerdedir ve nimetler içinde. |
Ali Bulaç | Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nimet içindedirler; |
Süleyman Ateş | Korunanlar da cennetlerde, ni'met içindedirler. |
Önceki [52:16]< >[52:18] Sonraki |