1. [52:16] | iṣlevhâ faṣbirû ev lâ taṣbirû. sevâün `aleyküm. innemâ tüczevne mâ küntüm ta`melûn. | اصلوها فاصبروا أو لا تصبروا سواء عليكم إنما تجزون ما كنتم تعملون اصْلَوْهَا فَاصْبِرُوا أَوْ لَا تَصْبِرُوا سَوَاءٌ عَلَيْكُمْ إِنَّمَا تُجْزَوْنَ مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ |
---|
Elmalılı | Girin oraya, ister sabredin ister etmeyin artık sizin için birdir. Siz hep yaptıklarınıza göre cezalandırılacaksınız" (denilecek). |
Y. Ali | "Burn ye therein: the same is it to you whether ye bear it with patience, or not: Ye but receive the recompense of your (own) deeds."
|
Words | | اصلوها - Burn in it| فاصبروا - then be patient| أو - or| لا - (do) not| تصبروا - be patient,| سواء - (it is) same| عليكم - for you.| إنما - Only| تجزون - you are being recompensed| ما - (for) what| كنتم - you used to| تعملون - do."| |
Pickthal | Endure the heat thereof, and whether ye are patient of it or impatient of it is all one for you. Ye are only being paid for what ye used to do. |
Arberry | Roast in it! And bear you patiently, or bear not patiently, equal it is to you; you are only being recompensed for that you were working.' |
Shakir | Enter into it, then bear (it) patiently, or do not bear (it) patiently, it is the same to you; you shall be requited only (for) what you did. |
Free Minds | "Enter it, whether you are patient or impatient, it will be the same for you. You are only being requited for what you used to do." |
Qaribullah | Roast in it, bear it with or without patience, it is the same, you are only being recompensed for that which you used to do. ' |
Asad | Endure it [now]! But [whether you] bear yourselves with patience or without patience, it will be the same to you: you are but being requited for what you were wont to do." [I.e., "you will have to endure it in either case, for it is but a consequence of your own doings and attitudes": a subtle allusion to the fact that the "punishments" and "rewards" in the life to come are but allegories of the logical consequences of the manner in which one acts or behaves in this life.] |
Diyanet Vakfı | Girin oraya, sabretseniz de sabretmeseniz de artık sizin için birdir. Siz ancak yaptıklarınızın karşılığına çarptırılacaksınız. |
Diyanet | Bu bir büyü müdür, yoksa hala görmez misiniz? Girin oraya, sabretseniz de sabretmeseniz de artık birdir; ancak işlediklerinizin karşılığını görüyorsunuz" denir. |
Edip Yüksel | Orda yanın. İster sabredin, ister sabretmeyin sizin için değişmeyecektir. Yaptığınızın karşılığını görmektesiniz. |
Suat Yıldırım | Girin oraya! İster dayanın, ister dayanamayın, artık hepsi bir!Siz sadece ne yaptıysanız onun karşılığını bulacaksınız. |
Yaşar Nuri Öztürk | "Dalın ona! Artık ister sabredin ister sabretmeyin. Sizin için hepsi birdir. Siz ancak yapıp ettiğiniz şeylerin karşılığıyla yüzyüze geleceksiniz." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Girin ona da artık sabredin, yahut etmeyin, birdir size; ancak yaptığınızın karşılığı olarak cezalanacaksınız. |
Ali Bulaç | "Girin ona; artık ister sabredin, ister sabretmeyin. Sizin için birdir. Siz ancak, yaptıklarınızla cezalandırılıyorsunuz." |
Süleyman Ateş | Girin ona, ister dayanın, ister dayanmayın, sizin için birdir. Ancak yaptıklarınıza göre cezalandırılacaksınız. |
Önceki [52:15]< >[52:17] Sonraki |