1. [52:24] | veyeṭûfü `aleyhim gilmânül lehüm keennehüm lü'lüüm meknûn. | ويطوف عليهم غلمان لهم كأنهم لؤلؤ مكنون وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ غِلْمَانٌ لَّهُمْ كَأَنَّهُمْ لُؤْلُؤٌ مَّكْنُونٌ |
---|
Elmalılı | Kendilerine ait bir takım hizmetçiler de onların etrafında dönerler. Bu gençler sanki sedefleri içine gizlenmiş inci gibidirler. |
Y. Ali | Round about them will serve, (devoted) to them, young male servants (handsome) as Pearls well-guarded.
|
Words | | ويطوف - And will circulate| عليهم - among them| غلمان - boys| لهم - for them,| كأنهم - as if they (were)| لؤلؤ - pearls| مكنون - well-protected.| |
Pickthal | And there go round, waiting on them menservants of their own, as they were hidden pearls. |
Arberry | and there go round them youths, their own, as if they were hidden pearls. |
Shakir | And round them shall go boys of theirs as if they were hidden pearls. |
Free Minds | And around them will be children like protected pearls. |
Qaribullah | and youths, of their own, shall pass among them as if they were hidden pearls. |
Asad | And they will be waited upon by [immortal] youths, [See note on 56:17-18.] [as if they were children] of their own, [as pure] as if they were pearls hidden in their shells. [Thus Razi, explaining the selfless devotion implied in the pronoun lahum (lit., "for them", i.e., "of their own").] |
Diyanet Vakfı | Hizmetlerine verilmiş, (kabuğunda) saklı inci gibi gençler etraflarında dönüp dolaşırlar. |
Diyanet | Sedefteki inciler gibi olan gençler yanlarında dolaşırlar. |
Edip Yüksel | Çevrelerinde, inciler gibi korunmuş kendilerine ait hizmetkarlar (servis için) dolaşıp durur. |
Suat Yıldırım | Etraflarında kendi hizmetlerine tahsis edilmiş, sedef içinde saklı inci gibi pırıl pırıl civanlar dolaşır. |
Yaşar Nuri Öztürk | Çevrelerinde, kendilerine özgülenmiş genç uşaklar dolaşır; sanki sedeflerinde saklı inciler. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve öylesine genç hizmetçiler, etraflarında dönerdurur ki sanki onlar, haznelerde saklanmış inciler. |
Ali Bulaç | Kendileri için (hizmet eden) civanlar, etrafında dönüp dolaşırlar; sanki (her biri) 'sedefte saklı inci gibi tertemiz, pırıl pırıl.' |
Süleyman Ateş | Çevrelerinde de kendilerine mahsus, sedef içinde saklı inci gibi civanlar dolaşır (hizmet eder). |
Önceki [52:23]< >[52:25] Sonraki |