1. [54:54] | inne-lmütteḳîne fî cennâtiv veneher. | إن المتقين في جنات ونهر إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَنَهَرٍ |
---|
Elmalılı | Takva sahipleri cennetlerde, nur içindedirler. |
Y. Ali | As to the Righteous, they will be in the midst of Gardens and Rivers,
|
Words | | إن - Indeed,| المتقين - the righteous| في - (will be) in| جنات - gardens| ونهر - and river,| |
Pickthal | Lo! the righteous will dwell among gardens and rivers, |
Arberry | Surely the godfearing shall dwell amid gardens and a river |
Shakir | Surely those who guard (against evil) shall be in gardens and rivers, |
Free Minds | The righteous will be in paradises and rivers. |
Qaribullah | Indeed, the cautious shall live amid gardens and a river, |
Asad | [Hence, too,] behold, the God-conscious will find themselves in [a paradise of] gardens and running waters, |
Diyanet Vakfı | Takva sahipleri cennetlerde ve ırmakların kenarlarındadır. |
Diyanet | Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, güçlü hükümdarın katında, yüksek bir derecede, cennetlerde ferahlık ve aydınlık içindedirler. |
Edip Yüksel | Erdemliler, cennetler (bahçeler) ve ırmaklar içindedir. |
Suat Yıldırım | Ama müttakiler ise cennetlerde, bahçelerde ve ırmak kenarındadırlar. |
Yaşar Nuri Öztürk | Korunup sakınanlar; bahçelerde, nehir kıyılarındadır. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Şüphe yok ki çekinenler, cennetlerdedir, ırmakların başlarında. |
Ali Bulaç | Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nehir (çevresin)dedirler. |
Süleyman Ateş | Korunanlar cennetlerde ırmaklar(ın kenarın)dadırlar. |
Önceki [54:53]< >[54:55] Sonraki |