1. [70:35] | ülâike fî cennâtim mükramûn. | أولئك في جنات مكرمون أُوْلَئِكَ فِي جَنَّاتٍ مُّكْرَمُونَ |
---|
Elmalılı | İşte bunlar cennetlerde ağırlanırlar. |
Y. Ali | Such will be the honoured ones in the Gardens (of Bliss).
|
Words | | أولئك - Those| في - (will be) in| جنات - Gardens,| مكرمون - honored.| |
Pickthal | These will dwell in Gardens, honoured. |
Arberry | Those shall be in Gardens, high-honoured. |
Shakir | Those shall be in gardens, honored. |
Free Minds | They will be honoured in paradises. |
Qaribullah | Those are highly honored in the Gardens. |
Asad | These it is who in the gardens [of paradise] shall be honoured! |
Diyanet Vakfı | İşte bunlar, cennetlerde ağırlanırlar. |
Diyanet | İşte onlar, cennetlerde ikram olunacak kimselerdir. |
Edip Yüksel | Onlar cennetlerde ağırlanırlar. |
Suat Yıldırım | İşte bunlar cennetlerde ikrama nail olacaklar. |
Yaşar Nuri Öztürk | İşte bunlar cennetlerde ikram göreceklerdir. |
Abdulbaki Gölpınarlı | İşte onlardır cennetlerde ağırlananlar. |
Ali Bulaç | İşte onlar, cennetler içinde ağırlananlardır. |
Süleyman Ateş | İşte onlar cennetlerde ağırlanırlar. |
Önceki [70:34]< >[70:36] Sonraki |