1. [70:42] | feẕerhüm yeḫûḍû veyel`abû ḥattâ yülâḳû yevmehümü-lleẕî yû`adûn. | فذرهم يخوضوا ويلعبوا حتى يلاقوا يومهم الذي يوعدون فَذَرْهُمْ يَخُوضُوا وَيَلْعَبُوا حَتَّى يُلَاقُوا يَوْمَهُمُ الَّذِي يُوعَدُونَ |
---|
Elmalılı | O halde bırak onları, kendilerine vaad edilen günlerine kavuşuncaya kadar dalıp oynayadursunlar. |
Y. Ali | So leave them to plunge in vain talk and play about, until they encounter that Day of theirs which they have been promised!-
|
Words | | فذرهم - So leave them| يخوضوا - (to) converse vainly| ويلعبوا - and amuse themselves| حتى - until| يلاقوا - they meet| يومهم - their Day,| الذي - which| يوعدون - they are promised,| |
Pickthal | So let them chat and play until they meet their Day which they are promised, |
Arberry | Then leave them alone to plunge and play until they encounter that day of theirs which they are promised, |
Shakir | Therefore leave them alone to go on with the false discourses and to sport until they come face to face with that day of theirs with which they are threatened; |
Free Minds | So let them talk in vain and play, until they meet their Day which they are promised. |
Qaribullah | So leave them alone to plunge and play, until they encounter the Day which they are promised; |
Asad | Hence, leave them to indulge in idle talk and play [with words] 19 until they face that [Judgment] Day of theirs which they have been promised - |
Diyanet Vakfı | Ama sen onları (şimdilik) bırak da, tehdit edildikleri günlerine kavuşuncaya dek dalsınlar, oynayadursunlar. |
Diyanet | Onları bırak; kendilerine söz verilen güne kavuşmalarına kadar dalıp oynasınlar. |
Edip Yüksel | Bırak onları, kendilerine söz verilen gün ile karşı karşıya gelinceye kadar dalsınlar, oynasınlar. |
Suat Yıldırım | Artık sen onları kendi hallerine bırak da, kendilerine vâd edilen gün gelinceye kadar bâtıla dalsın, oynasınlar. |
Yaşar Nuri Öztürk | Bırak onları! Dalsınlar, oynasınlar kendileri için belirlenen günlerine ulaşıncaya kadar. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Bırak artık onları dalsınlar daldıklarına ve oynasınlar oynadıklarıyla, kendilerine vaadedilen güne kavuşuncaya dek. |
Ali Bulaç | Şu halde sen, kendilerine vadedilen (azap) günlerine kavuşuncaya kadar onları bırak; dalıp-oynasınlar, oyalansınlar. |
Süleyman Ateş | Bırak onları kendilerine va'dedilen günlerine kavuşuncaya kadar dalsın, oynasınlar. |
Önceki [70:41]< >[70:43] Sonraki |