1. [75:25] | teżunnü ey yüf`ale bihâ fâḳirah. | تظن أن يفعل بها فاقرة تَظُنُّ أَن يُفْعَلَ بِهَا فَاقِرَةٌ |
---|
Elmalılı | Anlar ki kendisine belkıran (bel kemiklerini kıran belalı bir iş) yapılır. |
Y. Ali | In the thought that some back-breaking calamity was about to be inflicted on them;
|
Words | | تظن - Thinking| أن - that| يفعل - will be done| بها - to them| فاقرة - backbreaking.| |
Pickthal | Thou wilt know that some great disaster is about to fall on them. |
Arberry | thou mightest think the Calamity has been wreaked on them. |
Shakir | Knowing that there will be made to befall them some great calamity. |
Free Minds | Thinking that a punishment is coming to them. |
Qaribullah | so they might think the Calamity had been inflicted upon them. |
Asad | knowing that a crushing calamity is about to befall them. |
Diyanet Vakfı | Kendilerinin, bel kemiklerini kıran bir felakete uğratılacağını sezeceklerdir. |
Diyanet | Kendisinin belkemiğinin kırılacağını sanır. |
Edip Yüksel | Belkemiğinin kırılacağının endişesi içindedir. |
Suat Yıldırım | Belini kıran darbeyi yediğini hisseder. [3,106; 80,37-42; 88,2-10] |
Yaşar Nuri Öztürk | Kendisine, bel kıracak bir hesap yöneleceğini sezinler. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Bellerini kıracak bir felaketi bekler. |
Ali Bulaç | Kendisine, beli büken işlerin yapılacağını anlamaktadır. |
Süleyman Ateş | Kendisine bel kemiklerini kıran(bela)nın yapılacağını anlar. |
Önceki [75:24]< >[75:26] Sonraki |