1. [76:22] | inne hâẕâ kâne leküm cezâev vekâne sa`yüküm meşkûrâ. | إن هذا كان لكم جزاء وكان سعيكم مشكورا إِنَّ هَذَا كَانَ لَكُمْ جَزَاءً وَكَانَ سَعْيُكُم مَّشْكُورًا |
---|
Elmalılı | (Onlara şöyle denir): "İşte bu sizin bir mükâfatınızdı. Gayretiniz karşılığını bulmuştur." |
Y. Ali | "Verily this is a Reward for you, and your Endeavour is accepted and recognised."
|
Words | | إن - "Indeed,| هذا - this| كان - is| لكم - for you| جزاء - a reward,| وكان - and has been| سعيكم - your effort| مشكورا - appreciated."| |
Pickthal | (And it will be said unto them): Lo! this is a reward for you. Your endeavour (upon earth) hath found acceptance. |
Arberry | Behold, this is a recompense for you, and your striving is thanked.' |
Shakir | Surely this is a reward for you, and your striving shall be recompensed. |
Free Minds | "This is the reward for you, and your struggle is appreciated." |
Qaribullah | 'See, this is your recompense, your striving is thanked. ' |
Asad | [And they will be told:] "Verily, all this is your reward since Your endeavour [in life] has met [God's] goodly acceptance!" |
Diyanet Vakfı | (Onlara şöyle denir:) Bu, sizin için bir mükafattır. Sizin gayretiniz karşılığını bulmuştur. |
Diyanet | "İşte bu sizin işlediklerinizin karşılığıdır, çalışmalarınız şükre değer" denir. |
Edip Yüksel | Bu, ödülünüzdür ve gayretinize teşekkür edilmiştir. |
Suat Yıldırım | Elbiseleri ince veya kalın yeşil renkli ipeklerden, atlaslardandır. Gümüş bilezikler takınırlar. Onların Rabbi, kendilerine tertemiz bir içki ikram edip şöyle demiştir: “İşte bütün bunlar sizin mükâfatınızdır! Gayretleriniz makbul oldu.” |
Yaşar Nuri Öztürk | İşte bu size bir ödüldür. Ve sizin gayretiniz şükranla karşılanmıştır. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Şüphe yok ki bu, size bir mükafattır ve çalışmanız, makbuldür. |
Ali Bulaç | Şüphesiz, bu, sizin için bir mükafaattır. Sizin çaba-harcamanız şükre değer (meşkur: makbul) görülmüştür. |
Süleyman Ateş | Bu, sizin ödülünüzdür. Çalışmanızın karşılığı verilmiştir! |
Önceki [76:21]< >[76:23] Sonraki |