1. [18:1] | elḥamdü lillâhi-lleẕî enzele `alâ `abdihi-lkitâbe velem yec`al lehû `ivecâ. | الحمد لله الذي أنزل على عبده الكتاب ولم يجعل له عوجا الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي أَنزَلَ عَلَى عَبْدِهِ الْكِتَابَ وَلَمْ يَجْعَل لَّهُ عِوَجَا |
---|
Elmalılı | Hamd, o Allah'a mahsustur ki kulu (Muhammed'e) kitabı indirdi ve ona hiçbir eğrilik koymadı. |
Y. Ali | Praise be to Allah, Who hath sent to His Servant the Book, and hath allowed therein no Crookedness:
|
Words | | |
2. [19:2] | ẕikru raḥmeti rabbike `abdehû zekeriyyâ. | ذكر رحمت ربك عبده زكريا ذِكْرُ رَحْمَتِ رَبِّكَ عَبْدَهُ زَكَرِيَّا |
---|
Elmalılı | Bu, Rabbinin, kulu Zekeriyya'ya olan rahmetini anmadır. |
Y. Ali | (This is) a recital of the Mercy of thy Lord to His servant Zakariya.
|
Words | | |
3. [25:1] | tebârake-lleẕî nezzele-lfürḳâne `alâ `abdihî liyekûne lil`âlemîne neẕîrâ. | تبارك الذي نزل الفرقان على عبده ليكون للعالمين نذيرا تَبَارَكَ الَّذِي نَزَّلَ الْفُرْقَانَ عَلَى عَبْدِهِ لِيَكُونَ لِلْعَالَمِينَ نَذِيرًا |
---|
Elmalılı | "Tebareke" ne yüce feyyazdır o ki, dünyaları uyarmak üzere kulu Muhammed'e, hakkı batıldan ayırdeden Kur'ân'ı indirdi. |
Y. Ali | Blessed is He who sent down the criterion to His servant, that it may be an admonition to all creatures;-
|
Words | | |
4. [39:36] | eleyse-llâhü bikâfin `abdeh. veyüḫavvifûneke billeẕîne min dûnih. vemey yuḍlili-llâhü femâ lehû min hâd. | أليس الله بكاف عبده ويخوفونك بالذين من دونه ومن يضلل الله فما له من هاد أَلَيْسَ اللَّهُ بِكَافٍ عَبْدَهُ وَيُخَوِّفُونَكَ بِالَّذِينَ مِن دُونِهِ وَمَن يُضْلِلِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِنْ هَادٍ |
---|
Elmalılı | Allah, kuluna kâfi değil midir? Durmuşlar da seni O'ndan başkalarıyla korkutuyorlar. Her kimi ki Allah şaşırtırsa, artık ona hidayet edecek yoktur. |
Y. Ali | Is not Allah enough for his Servant? But they try to frighten thee with other (gods) besides Him! for such as Allah leaves to stray, there can be no guide.
|
Words | | |
5. [53:10] | feevḥâ ilâ `abdihî mâ evḥâ. | فأوحى إلى عبده ما أوحى فَأَوْحَى إِلَى عَبْدِهِ مَا أَوْحَى |
---|
Elmalılı | (Allah), kuluna verdiği vahyi verdi. |
Y. Ali | So did (Allah) convey the inspiration to His Servant- (conveyed) what He (meant) to convey.
|
Words | | |
6. [57:9] | hüve-lleẕî yünezzilü `alâ `abdihî âyâtim beyyinâtil liyuḫriceküm mine-żżulümâti ile-nnûr. veinne-llâhe biküm leraûfür raḥîm. | هو الذي ينزل على عبده آيات بينات ليخرجكم من الظلمات إلى النور وإن الله بكم لرءوف رحيم هُوَ الَّذِي يُنَزِّلُ عَلَى عَبْدِهِ آيَاتٍ بَيِّنَاتٍ لِّيُخْرِجَكُم مِّنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ وَإِنَّ اللَّهَ بِكُمْ لَرَؤُوفٌ رَّحِيمٌ |
---|
Elmalılı | Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna apaçık âyetler indiren O'dur. Şüphesiz Allah, size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir. |
Y. Ali | He is the One Who sends to His Servant Manifest Signs, that He may lead you from the depths of Darkness into the Light and verily Allah is to you most kind and Merciful.
|
Words | | |