1. [9:70] | elem ye'tihim nebeü-lleẕîne min ḳablihim ḳavmi nûḥiv ve`âdiv veŝemûde veḳavmi ibrâhîme veaṣḥâbi medyene velmü'tefikât. etethüm rusülühüm bilbeyyinât. femâ kâne-llâhü liyażlimehüm velâkin kânû enfüsehüm yażlimûn. | ألم يأتهم نبأ الذين من قبلهم قوم نوح وعاد وثمود وقوم إبراهيم وأصحاب مدين والمؤتفكات أتتهم رسلهم بالبينات فما كان الله ليظلمهم ولكن كانوا أنفسهم يظلمون أَلَمْ يَأْتِهِمْ نَبَأُ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ قَوْمِ نُوحٍ وَعَادٍ وَثَمُودَ وَقَوْمِ إِبْرَاهِيمَ وَأَصْحَابِ مَدْيَنَ وَالْمُؤْتَفِكَاتِ أَتَتْهُمْ رُسُلُهُم بِالْبَيِّنَاتِ فَمَا كَانَ اللّهُ لِيَظْلِمَهُمْ وَلَـكِن كَانُواْ أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ |
---|
Elmalılı | Onlara, kendilerinden öncekilerin; Nuh Kavmi'nin, Âd'in, Semûd'un, İbrahim Kavmi'nin, Medyen Ashabı'nın ve o mü'tefikelerin haberi gelmedi mi? Onların hepsine peygamberleri delillerle gelmişlerdi. Demek ki Allah, onlara zulmetmiş değildi, lâkin onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı. |
Y. Ali | Hath not the story reached them of those before them?- the People of Noah, and 'Ad, and Thamud; the People of Abraham, the men of Midian, and the cities overthrown. To them came their messengers with clear signs. It is not Allah Who wrongs them, but they wrong their own souls.
|
Words | | |
2. [22:43] | veḳavmü ibrâhîme veḳavmü lûṭ. | وقوم إبراهيم وقوم لوط وَقَوْمُ إِبْرَاهِيمَ وَقَوْمُ لُوطٍ |
---|
Elmalılı | İbrahim'in kavmi de, Lût'un kavmi de (peygamberlerini) yalancı saydılar. |
Y. Ali | Those of Abraham and Lut;
|
Words | | |
3. [25:37] | veḳavme nûḥil lemmâ keẕẕebü-rrusüle agraḳnâhüm vece`alnâhüm linnâsi âyeh. vea`tednâ liżżâlimîne `aẕâben elîmâ. | وقوم نوح لما كذبوا الرسل أغرقناهم وجعلناهم للناس آية وأعتدنا للظالمين عذابا أليما وَقَوْمَ نُوحٍ لَّمَّا كَذَّبُوا الرُّسُلَ أَغْرَقْنَاهُمْ وَجَعَلْنَاهُمْ لِلنَّاسِ آيَةً وَأَعْتَدْنَا لِلظَّالِمِينَ عَذَابًا أَلِيمًا |
---|
Elmalılı | Nuh kavmine gelince, Peygamberleri yalancılıkla itham ettiklerinde, onları suda boğduk ve kendilerini insanlar için bir ibret yaptık. Biz zalimler için acıklı bir azab hazırlamışızdır. |
Y. Ali | And the people of Noah,- when they rejected the messengers, We drowned them, and We made them as a Sign for mankind; and We have prepared for (all) wrong-doers a grievous Penalty;-
|
Words | | |
4. [38:13] | veŝemûdü veḳavmü lûṭiv veaṣḥâbü-l'eykeh. ülâike-l'aḥzâb. | وثمود وقوم لوط وأصحاب الأيكة أولئك الأحزاب وَثَمُودُ وَقَوْمُ لُوطٍ وَأَصْحَابُ الْأَيْكَةِ أُوْلَئِكَ الْأَحْزَابُ |
---|
Elmalılı | Semûd kavmi, Lut kavmi ve Eykeliler (Şuayb kavmi) de yalanlamışlardı. İşte o çeşitli partiler bunlardır. |
Y. Ali | And Thamud, and the people of Lut, and the Companions of the Wood; - such were the Confederates.
|
Words | | |
5. [50:14] | veaṣḥâbü-l'eyketi veḳavmü tübba`. küllün keẕẕebe-rrusüle feḥaḳḳa ve`îd. | وأصحاب الأيكة وقوم تبع كل كذب الرسل فحق وعيد وَأَصْحَابُ الْأَيْكَةِ وَقَوْمُ تُبَّعٍ كُلٌّ كَذَّبَ الرُّسُلَ فَحَقَّ وَعِيدِ |
---|
Elmalılı | Eyke halkı ve Tübbâ kavmi de, bunların hepsi peygamberleri yalanladılar da (onlara) azabım hak oldu. |
Y. Ali | The Companions of the Wood, and the People of Tubba'; each one (of them) rejected the messengers, and My warning was duly fulfilled (in them).
|
Words | | |
6. [51:46] | veḳavme nûḥim min ḳabl. innehüm kânû ḳavmen fâsiḳîn. | وقوم نوح من قبل إنهم كانوا قوما فاسقين وَقَوْمَ نُوحٍ مِّن قَبْلُ إِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمًا فَاسِقِينَ |
---|
Elmalılı | Daha önce de Nuh kavmini helâk etmiştik. Çünkü onlar yoldan çıkmış fâsık bir kavimdiler. |
Y. Ali | So were the People of Noah before them for they wickedly transgressed.
|
Words | | |
7. [53:52] | veḳavme nûḥim min ḳabl. innehüm kânû hüm ażleme veaṭgâ. | وقوم نوح من قبل إنهم كانوا هم أظلم وأطغى وَقَوْمَ نُوحٍ مِّن قَبْلُ إِنَّهُمْ كَانُوا هُمْ أَظْلَمَ وَأَطْغَى |
---|
Elmalılı | Önceden de Nuh kavmini (helak etmişti), çünkü onlar zulmetmiş ve azmıştı. |
Y. Ali | And before them, the people of Noah, for that they were (all) most unjust and most insolent transgressors,
|
Words | | |