1. [71:18] | ŝümme yü`îdüküm fîhâ veyuḫricüküm iḫrâcâ. | ثم يعيدكم فيها ويخرجكم إخراجا ثُمَّ يُعِيدُكُمْ فِيهَا وَيُخْرِجُكُمْ إِخْرَاجًا |
---|
Elmalılı | Sonra sizi tekrar oraya geri çevirecek ve tekrar çıkaracaktır. |
Y. Ali | "'And in the End He will return you into the (earth), and raise you forth (again at the Resurrection)?
|
Words | | |
2. [78:15] | linuḫrice bihî ḥabbev venebâtâ. | لنخرج به حبا ونباتا لِّنُخْرِجَ بِهِ حَبًّا وَنَبَاتًا |
---|
Elmalılı | Onunla taneler ve otlar çıkaralım diye. |
Y. Ali | That We may produce therewith corn and vegetables,
|
Words | | |
3. [79:29] | veagṭaşe leylehâ veaḫrace ḍuḥâhâ. | وأغطش ليلها وأخرج ضحاها وَأَغْطَشَ لَيْلَهَا وَأَخْرَجَ ضُحَاهَا |
---|
Elmalılı | Gecesini kararttı, kuşluğunu çıkardı. |
Y. Ali | Its night doth He endow with darkness, and its splendour doth He bring out (with light).
|
Words | | |
4. [79:31] | aḫrace minhâ mâehâ vemer`âhâ. | أخرج منها ماءها ومرعاها أَخْرَجَ مِنْهَا مَاءَهَا وَمَرْعَاهَا |
---|
Elmalılı | Ondan suyunu ve otlağını çıkardı. |
Y. Ali | He draweth out therefrom its moisture and its pasture;
|
Words | | |
5. [86:7] | yaḫrucü mim beyni-ṣṣulbi vetterâib. | يخرج من بين الصلب والترائب يَخْرُجُ مِن بَيْنِ الصُّلْبِ وَالتَّرَائِبِ |
---|
Elmalılı | O su, erkeğin sulbü ile kadının göğüs kemikleri arasından çıkar. |
Y. Ali | Proceeding from between the backbone and the ribs:
|
Words | | |
6. [87:4] | velleẕî aḫrace-lmer`â. | والذي أخرج المرعى وَالَّذِي أَخْرَجَ الْمَرْعَى |
---|
Elmalılı | Otlağı çıkaran, |
Y. Ali | And Who bringeth out the (green and luscious) pasture,
|
Words | | |
7. [99:2] | veaḫraceti-l'arḍu eŝḳâlehâ. | وأخرجت الأرض أثقالها وَأَخْرَجَتِ الْأَرْضُ أَثْقَالَهَا |
---|
Elmalılı | Yer, içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı, |
Y. Ali | And the earth throws up her burdens (from within),
|
Words | | |