1. [15:12] | keẕâlike neslükühû fî ḳulûbi-lmücrimîn. | كذلك نسلكه في قلوب المجرمين كَذَلِكَ نَسْلُكُهُ فِي قُلُوبِ الْمُجْرِمِينَ |
---|
Elmalılı | Biz o küfrü suçluların kalbine işte böyle sokarız. |
Y. Ali | Even so do we let it creep into the hearts of the sinners -
|
Words | | كذلك - Thus| نسلكه - We let it enter| في - in| قلوب - (the) hearts| المجرمين - (of) the criminals.| |
Pickthal | Thus do We make it traverse the hearts of the guilty: |
Arberry | even so We cause it to enter into the hearts of the sinners -- |
Shakir | Thus do We make it to enter into the hearts of the guilty; |
Free Minds | It is such that We let it seep into the hearts of the criminals. |
Qaribullah | So We make it enter the hearts of the sinners. |
Asad | Even so do We [now] cause this [scorn of Our message] to pervade the hearts of those who are lost in sin, |
Diyanet Vakfı | İşte böylece biz onu, (inkarcılığı) suçluların kalplerine sokarız. |
Diyanet | Aynı şekilde biz de Kitap'ı suçluların kalblerine sokarız, ama ona yine de inanmazlar. Oysa kendilerinden öncekilerin uğradıkları meydandadır. |
Edip Yüksel | İşte suçluların kalbine böyle (bir tavrı) sokarız. |
Suat Yıldırım | Biz böylece o inkâr ve alayı suçluların kalplerine sokarız. Geçmiş ümmetlerin başlarına gelen felaketler ibret teşkil ettiği halde yine de onlar iman etmezler. |
Yaşar Nuri Öztürk | Biz ona, günaha batmışların gönüllerinde böyle bir yol veririz. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Biz böylece, Kur'an'ı, yüreklerine kadar sokarız da. |
Ali Bulaç | Böylece Biz onu (alayı), suçlu-günahkarların kalplerine sokarız. |
Süleyman Ateş | İşte biz o(Tanrı Zikri)ni suçluların kalblerine böyle sokarız. |
Önceki [15:11]< >[15:13] Sonraki |