1. [15:47] | veneza`nâ mâ fî ṣudûrihim min gillin iḫvânen `alâ sürurim müteḳâbilîn. | ونزعنا ما في صدورهم من غل إخوانا على سرر متقابلين وَنَزَعْنَا مَا فِي صُدُورِهِم مِّنْ غِلٍّ إِخْوَانًا عَلَى سُرُرٍ مُّتَقَابِلِينَ |
---|
Elmalılı | Biz o cennetliklerin kalblerindeki kinleri çıkarır atarız. Hepsi kardeşler olarak sevinç içinde karşılıklı koltuklara otururlar. |
Y. Ali | And We shall remove from their hearts any lurking sense of injury: (they will be) brothers (joyfully) facing each other on thrones (of dignity).
|
Words | | ونزعنا - And We (will) remove| ما - what| في - (is) in| صدورهم - their breasts| من - of| غل - rancor| إخوانا - (they will be) brothers| على - on| سرر - thrones| متقابلين - facing each other.| |
Pickthal | And We remove whatever rancour may be in their breasts. As brethren, face to face, (they rest) on couches raised. |
Arberry | We shall strip away all rancour that is in their breasts; as brothers they shall be upon couches set face to face; |
Shakir | And We will root out whatever of rancor is in their breasts-- (they shall be) as brethren, on raised couches, face to face. |
Free Minds | And We removed what sadness was in their chests, they are brothers in quarters facing one another. |
Qaribullah | We shall remove all rancor from their hearts, and as brethren they shall recline on couches face to face. |
Asad | And [by then] We shall have removed whatever unworthy thoughts or feelings may have been [lingering] in their breasts, [and they shall rest] as brethren, facing one another [in love] upon thrones of happiness.' |
Diyanet Vakfı | Biz, onların gönüllerindeki kini söküp attık; onlar artık köşkler üzerinde karşı karşıya oturan kardeşler olacaklar. |
Diyanet | Biz onların gönüllerinde olan kini çıkardık, artık onlar sedirler üzerinde karşılıklı oturan kardeşlerdir. |
Edip Yüksel | Göğüslerindeki kıskançlığı kaldırırız; kardeşçe karşılıklı yerleştirilmiş koltuklar üzerindedirler. |
Suat Yıldırım | Onların kalplerindeki kini söküp çıkarmışızdır. Dost ve kardeş olarak, divanlar üzerinde karşı karşıya otururlar. |
Yaşar Nuri Öztürk | Göğüslerindeki düşmanlığı çekip almışızdır. Köşkler/divanlar üzerinde karşı karşıya oturan kardeşler olmuşlardır. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Gönüllerindeki kini, hasedi, ta kökünden söküp attık onların, kardeşlerdir, birbirlerine karşı tahtlar üstünde otururlar. |
Ali Bulaç | Onların göğüslerinde kinden (ne varsa tümünü) sıyırıp-çektik, kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı karşıyadırlar. |
Süleyman Ateş | Onların göğüslerindeki kini çıkarıp atmışızdır; (hepsi) kardeşler olarak divanlar üzerinde karşı karşıya oturur (sohbet eder)ler. |
Önceki [15:46]< >[15:48] Sonraki |