1. [15:67] | vecâe ehlü-lmedîneti yestebşirûn. | وجاء أهل المدينة يستبشرون وَجَاءَ أَهْلُ الْمَدِينَةِ يَسْتَبْشِرُونَ |
---|
Elmalılı | Şehir halkı, insan şeklindeki güzel yüzlü melekleri görünce, onlara iğrenç işlerini yapabileceklerini düşünüp sevinerek geldiler. |
Y. Ali | The inhabitants of the city came in (mad) joy (at news of the young men).
|
Words | | وجاء - And came| أهل - (the) people| المدينة - (of) the city,| يستبشرون - rejoicing.| |
Pickthal | And the people of the city came, rejoicing at the news (of new arrivals). |
Arberry | And the people of the city came rejoicing. |
Shakir | And the people of the town came rejoicing. |
Free Minds | And the people of the city came seeking good news. |
Qaribullah | The people of the city came to him rejoicing. |
Asad | And the people of the city came [unto Lot], rejoicing at the glad tiding." |
Diyanet Vakfı | Şehir halkı, birbirlerini kutlayarak, (meleklerin yanına) geldiIer. |
Diyanet | Şehir halkı, sevinerek geldiler. |
Edip Yüksel | Kent halkı neşe içinde geldiler. |
Suat Yıldırım | Şehir halkı da misafirlerin geldiğini duyup eğlenmek için gelmişlerdi. |
Yaşar Nuri Öztürk | Şehir halkı geldi. Muştulanmış olmanın sevincini yaşıyorlardı. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Şehir halkı, birbirlerini müjdeleyerek misafirlerin yanına geldi. |
Ali Bulaç | Şehir halkı birbirlerine müjdeler vererek geldi. |
Süleyman Ateş | (Lut kavminin oturduğu Sodom) Kent(inin) halkı, (Lut'un genç konuklarını duyup) sevinerek geldiler. |
Önceki [15:66]< >[15:68] Sonraki |