1. [20:27] | vaḥlül `uḳdetem mil lisânî. | واحلل عقدة من لساني وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِّن لِّسَانِي |
---|
Elmalılı | Dilimden düğümü çöz | Y. Ali | "And remove the impediment from my speech,
| Words | | واحلل - And untie| عقدة - (the) knot| من - from| لساني - my tongue| | Pickthal | And loose a knot from my tongue, | Arberry | Unloose the knot upon my tongue, t | Shakir | And loose the knot from my tongue, | Free Minds | "And remove the knot in my tongue." | Qaribullah | Unloose the knot upon my tongue, | Asad | and loosen the knot from my tongue | Diyanet Vakfı | Dilimden (şu) bağı çöz. | Diyanet | Musa: "Rabbim! Göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz ki sözümü iyi anlasınlar. Ailemden kardeşim Harun'u bana vezir yap, beni onunla destekle, onu görevimde ortak kıl ki Seni daha çok tesbih edelim ve çokça analım. Şüphesiz Sen bizi görmektesin" dedi. | Edip Yüksel | "Dilimdeki düğümü çöz." | Suat Yıldırım | “Ya Rabbî,” dedi, genişlet göğsümü, kolaylaştır işimi, çözüver şu dilimin bağını. | Yaşar Nuri Öztürk | "Dilimden düğümü çöz, | Abdulbaki Gölpınarlı | Dilimin bağını çöz de. | Ali Bulaç | "Dilimden düğümü çöz;" | Süleyman Ateş | Dilimin düğümünü çöz. | Önceki [20:26]< >[20:28] Sonraki |
|