1. [26:119] | feenceynâhü vemem me`ahû fi-lfülki-lmeşḥûn. | فأنجيناه ومن معه في الفلك المشحون فَأَنجَيْنَاهُ وَمَن مَّعَهُ فِي الْفُلْكِ الْمَشْحُونِ |
---|
Elmalılı | Bunun üzerine biz de onu ve beraberindekileri, o dolu gemide taşıyarak kurtardık. |
Y. Ali | So We delivered him and those with him, in the Ark filled (with all creatures).
|
Words | | فأنجيناه - So We saved him| ومن - and who| معه - (were) with him| في - in| الفلك - the ship,| المشحون - laden.| |
Pickthal | And We saved him and those with him in the laden ship. |
Arberry | So We delivered him, and those with him, in the laden ship, |
Shakir | So We delivered him and those with him in the laden ark. |
Free Minds | So We saved him and those who were with him in the charged Ship. |
Qaribullah | We saved him and those who were with him in the laden ship, |
Asad | And so We saved him and those [who were] with him in the fully-laden ark, |
Diyanet Vakfı | Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri, o dolu geminin içinde (taşıyarak) kurtardık. |
Diyanet | Bunun üzerine onu ve beraberinde bulunanları, dolu bir gemi içinde taşıyarak kurtardık. |
Edip Yüksel | Onu ve yanındakileri yüklü bir gemiyle kurtardık. |
Suat Yıldırım | Hülasa Biz de onu ve yanındakileri o yükle dolu gemi içinde kurtardık. |
Yaşar Nuri Öztürk | Bunun üzerine biz, onu da beraberindekileri de o yüklü gemide kurtardık. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Derken onu da o dopdolu gemiyle kurtardık, onunla beraber bulunanları da. |
Ali Bulaç | Bunun üzerine, onu ve onunla birlikte olanları (insan ve hayvanlarla) yüklü gemi içinde kurtardık. |
Süleyman Ateş | Biz de onu ve onunla beraber bulunanları, dolu gemi içinde kurtardık. |
Önceki [26:118]< >[26:120] Sonraki |