1. [26:202] | feye'tiyehüm bagtetev vehüm lâ yeş`urûn. | فيأتيهم بغتة وهم لا يشعرون فَيَأْتِيَهُم بَغْتَةً وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ |
---|
Elmalılı | İşte bu (azab) onlara, kendileri farkında olmadan, ansızın geliverecektir. |
Y. Ali | But the (Penalty) will come to them of a sudden, while they perceive it not;
|
Words | | فيأتيهم - And it will come to them| بغتة - suddenly,| وهم - while they| لا - (do) not| يشعرون - perceive.| |
Pickthal | So that it will come upon them suddenly, when they perceive not. |
Arberry | so that it will come upon them suddenly, while they are not aware, |
Shakir | And it shall come to them all of a sudden, while they shall not perceive; |
Free Minds | So it will come to them suddenly, while they do not perceive it. |
Qaribullah | so that it will come upon them suddenly, while they are unaware, |
Asad | that will come upon them [on resurrection,] all of a sudden, without their being aware [of its approach]; |
Diyanet Vakfı | İşte bu (azap) onlara, kendileri farkında olmadan, ansızın geliverecektir. |
Diyanet | Suçluların kalblerine Kuran'ı böylece sokarız da, can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir. |
Edip Yüksel | Onlara ansızın, beklemedikleri bir anda gelecektir. |
Suat Yıldırım | İşte bu azap, kendilerine ansızın gelir ki, onlar hiç farkında olmazlar. |
Yaşar Nuri Öztürk | O azap onlara ansızın gelecek, farkında bile olmayacaklar. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ansızın gelip çatar onlara ve onlar anlamazlar bile. |
Ali Bulaç | Artık o (azap), kendileri şuurunda olmadan onlara apansız gelecektir. |
Süleyman Ateş | Azab onlara öyle ansızın gelir ki, onlar hiç farkında olmazlar. |
Önceki [26:201]< >[26:203] Sonraki |