1. [37:29] | ḳâlû bel lem tekûnû mü'minîn. | قالوا بل لم تكونوا مؤمنين قَالُوا بَل لَّمْ تَكُونُوا مُؤْمِنِينَ |
---|
Elmalılı | (İleri gelenler de) derler ki: "Hayır, siz inanmamıştınız." |
Y. Ali | They will reply: "Nay, ye yourselves had no Faith!
|
Words | | قالوا - They will say,| بل - "Nay,| لم - not| تكونوا - you were| مؤمنين - believers,| |
Pickthal | They answer: Nay, but ye (yourselves) were not believers. |
Arberry | Those say, 'No; on the contrary, you were not believers; |
Shakir | They shall say: Nay, you (yourselves) were not believers; |
Free Minds | They replied: "No, it was you who were not believers." |
Qaribullah | But they reply: 'Rather, you were not believers. |
Asad | [To which] the others will reply: "Nay, you yourselves were bereft of all faith! |
Diyanet Vakfı | (Ötekiler de:) "Bilakis, derler, siz inanan kimseler değildiniz". |
Diyanet | Onlar da şöyle derler: "Hayır; siz inanmış kimseler değildiniz." |
Edip Yüksel | Derler ki, "Aslında siz inanmış kimseler değildiniz." |
Suat Yıldırım | “Hayır, bilakis! derler öbürleri, siz zaten iman eden kimseler değildiniz. Hem bizim, sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu ki! Bilakis, siz azgın bir gürûh idiniz!”“Ne dersek boş! Artık Rabbimizin azap hükmü hakkımızda kesinleşti. Biz hak ettiğimiz cezayı mutlaka tadacağız. Evet, sizi biz kışkırttık, çünkü biz de azmış durumdaydık.” |
Yaşar Nuri Öztürk | Ötekiler dediler: "Hayır, siz zaten inanmıyordunuz?" |
Abdulbaki Gölpınarlı | Hayır derler öbürleri, siz inanmamıştınız. |
Ali Bulaç | (Diğerleri de:) "Hayır" derler. "Zaten sizler mü'min kimseler değildiniz." |
Süleyman Ateş | (Ötekiler de): "Hayır, dediler, zaten siz kendiniz inanan insanlar değildiniz." |
Önceki [37:28]< >[37:30] Sonraki |