1. [51:21] | vefî enfüsiküm. efelâ tübṣirûn. | وفي أنفسكم أفلا تبصرون وَفِي أَنفُسِكُمْ أَفَلَا تُبْصِرُونَ |
---|
Elmalılı | Kesin olarak inananlar için, yeryüzünde ve kendi nefislerinde nice ibretler vardır. Hiç görmüyor musunuz? |
Y. Ali | As also in your own selves: Will ye not then see?
|
Words | | وفي - And in| أنفسكم - yourselves.| أفلا - Then will not| تبصرون - you see?| |
Pickthal | And (also) in yourselves. Can ye then not see? |
Arberry | and in your selves; what, do you not see? |
Shakir | And in your own souls (too); will you not then see? |
Free Minds | And within yourselves; do you not see? |
Qaribullah | and also in yourselves. Can you not see? |
Asad | just as [there are signs thereof] within your own selves: [See note on 45:4.] can you not, then, see? |
Diyanet Vakfı | Kendi nefislerinizde de öyle. Görmüyor musunuz? |
Diyanet | Kesin olarak inananlara, yeryüzünde ve kendi içinizde Allah'ın varlığına nice deliller vardır; görmez misiniz? |
Edip Yüksel | Kendi içinizde de... Görmez misiniz? |
Suat Yıldırım | Kesin inanmak isteyenler için yeryüzünde birçok deliller vardır. Bizzat kendi varlıklarınızda da böyle deliller vardır. Hâlâ görmeyecek misiniz? Gökte de hem rızkınız (rızkınızın vesileleri), hem de size vâd olunan cennet vardır. |
Yaşar Nuri Öztürk | Benliklerinizin içinde de. Hâlâ bakıp görmeyecek misiniz? |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve kendi özünüzde de, hala mı görmezsiniz? |
Ali Bulaç | Ve kendi nefislerinizde de. Yine de görmüyor musunuz? |
Süleyman Ateş | Kendi canlarınızda da öyle. Görmüyor musunuz? |
Önceki [51:20]< >[51:22] Sonraki |