1. [51:44] | fe`atev `an emri rabbihim feeḫaẕethümu-ṣṣâ`iḳatü vehüm yenżurûn. | فعتوا عن أمر ربهم فأخذتهم الصاعقة وهم ينظرون فَعَتَوْا عَنْ أَمْرِ رَبِّهِمْ فَأَخَذَتْهُمُ الصَّاعِقَةُ وَهُمْ يَنظُرُونَ |
---|
Elmalılı | Onlarsa Rablerinin emrine karşı büyüklük tasladılar. Bunun üzerine kendilerini, bakıp dururlarken yıldırım yakalayıp, çarptı. |
Y. Ali | But they insolently defied the Command of their Lord: So the stunning noise (of an earthquake) seized them, even while they were looking on.
|
Words | | فعتوا - But they rebelled| عن - against| أمر - (the) Command| ربهم - (of) their Lord,| فأخذتهم - so seized them| الصاعقة - the thunderbolt| وهم - while they| ينظرون - were looking.| |
Pickthal | But they rebelled against their Lord's decree, and so the thunderbolt overtook them even while they gazed; |
Arberry | Then they turned in disdain from the commandment of their Lord, and the thunderbolt took them and they themselves beholding |
Shakir | But they revolted against the commandment of their Lord, so the rumbling overtook them while they saw. |
Free Minds | But they rebelled against the command of their Lord. So the lightning struck them while they were looking. |
Qaribullah | But in their pride they turn away from the commandment of their Lord and the thunderbolt struck them whilst they were looking; |
Asad | after they had turned with disdain from their Sustainer's commandment - whereupon the thunderbolt of punishment overtook them while they were [helplessly] looking on: |
Diyanet Vakfı | Rablerinin emrine karşı geldiler. Bu yüzden, bakıp dururlarken onları yıldırım çarpıverdi. |
Diyanet | Onlar Rablerinin buyruğundan çıkmışlardı; bunun üzerine kendilerini gözleri göre göre yıldırım çarptı. |
Edip Yüksel | Rab'lerinin emrine karşı geldiler. Bunun üzerine bakınırlarken onları bir yıldırım çarptı. |
Suat Yıldırım | Onlar Rab'lerinin emrinden uzaklaşıp azıtınca kendileri baka baka, o müthiş yıldırım onları çarpıverdi. |
Yaşar Nuri Öztürk | Daha sonra onlar, Rablerinin emrine kafa tuttular da gözleri baka baka yıldırım kendilerini yakaladı. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Derken Rablerinin emrine karşı azgınlıkta bulunmuşlardı da onları bir yıldırımdır, gelip helak edivermişti ve onlar da bakıp duruyorlardı. |
Ali Bulaç | Ancak Rablerinin emrine baş kaldırdılar; böylece bakıp-dururlarken, onları yıldırım çarpıp-yakaladı. |
Süleyman Ateş | Rablerinin buyruğuna başkaldırdılar, bu yüzden onlar bakıp dururlarken, onları yıldırım yakaladı. |
Önceki [51:43]< >[51:45] Sonraki |