1. [51:5] | innemâ tû`adûne leṣâdiḳ. | إنما توعدون لصادق إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَصَادِقٌ |
---|
Elmalılı | O size vaad edilen elbette doğrudur. |
Y. Ali | Verily that which ye are promised is true;
|
Words | | إنما - Indeed, what| توعدون - you are promised| لصادق - (is) surely true,| |
Pickthal | Lo! that wherewith ye are threatened is indeed true, |
Arberry | surely that you are promised is true, |
Shakir | What you are threatened with is most surely true, |
Free Minds | What you are being promised is true. |
Qaribullah | indeed, that which you are promised is true, |
Asad | Verily, that which you are promised is true indeed, [I.e., life after death.] |
Diyanet Vakfı | Size vadedilen, kesinlikle doğrudur. |
Diyanet | Esip savuran rüzgarlara, yağmur yüklü bulutlara, kolayca süzülen gemiler ve işleri yöneten meleklere and olsun ki, size söz verilen kıyametin kopması şüphesiz gerçektir. Ödeşme günü gelecektir. |
Edip Yüksel | Size söz verilen kuşkusuz bir gerçektir. |
Suat Yıldırım | Size vâd olunan diriliş elbette gerçektir. |
Yaşar Nuri Öztürk | Hiç kuşkusuz, o size vaat olunan kesinlikle doğrudur. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Gerçekten de size vaadedilen, doğrudur ancak. |
Ali Bulaç | Size va'dedilmekte olan, hiç tartışmasız doğrudur. |
Süleyman Ateş | Size va'dedilen, mutlaka doğrudur. |
Önceki [51:4]< >[51:6] Sonraki |