1. [52:12] | elleẕîne hüm fî ḫavḍiy yel`abûn. | الذين هم في خوض يلعبون الَّذِينَ هُمْ فِي خَوْضٍ يَلْعَبُونَ |
---|
Elmalılı | Ki onlar, daldıkları bir batak (bâtıl)da oynayıp duruyorlar. |
Y. Ali | That play (and paddle) in shallow trifles.
|
Words | | الذين - Who| هم - [they]| في - in| خوض - (vain) discourse| يلعبون - are playing.| |
Pickthal | Who play in talk of grave matters; |
Arberry | such as play at plunging, |
Shakir | Those who sport entering into vain discourses. |
Free Minds | Who are in their recklessness, playing. |
Qaribullah | those who are in plunging, playing. |
Asad | all those who [throughout their lives] but idly played with things vain - |
Diyanet Vakfı | Ki onlar daldıkları batıl içinde oyalanıp duranlardır. |
Diyanet | Göğün sarsıldıkça sarsılacağı, dağların yürüdükçe yürüyeceği gün; işte o gün, daldıkları yerde eğlenip oyalanarak kıyameti yalanlayanlara yazık olacak! |
Edip Yüksel | Onlar ki bir bataklıkta oynamaktadırlar. |
Suat Yıldırım | Onlar ki daldıkları batıl içinde oynayıp dururlar. |
Yaşar Nuri Öztürk | Ki onlar bir batağa dalmış oynamaktadırlar. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Öyle kişilerdir onlar ki daldıkları batakta oynayıp dururlar. |
Ali Bulaç | Ki onlar, 'daldıkları saçma bir uğraşı' içinde oynayan-oyalananlardır. |
Süleyman Ateş | O daldıkları batıl içinde oynayıp duranlar, |
Önceki [52:11]< >[52:13] Sonraki |