1. [54:19] | innâ erselnâ `aleyhim rîḥan ṣarṣaran fî yevmi naḥsim müstemirr. | إنا أرسلنا عليهم ريحا صرصرا في يوم نحس مستمر إِنَّا أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رِيحًا صَرْصَرًا فِي يَوْمِ نَحْسٍ مُّسْتَمِرٍّ |
---|
Elmalılı | Biz onların üstüne, uğursuzluğu devam eden bir günde dondurucu bir rüzgar gönderdik. |
Y. Ali | For We sent against them a furious wind, on a Day of violent Disaster,
|
Words | | إنا - Indeed, We| أرسلنا - [We] sent| عليهم - upon them| ريحا - a wind| صرصرا - furious| في - on| يوم - a day| نحس - (of) misfortune| مستمر - continuous,| |
Pickthal | Lo! We let loose on them a raging wind on a day of constant calamity, |
Arberry | We loosed against them a wind clamorous in a day of ill fortune continuous, |
Shakir | Surely We sent on them a tornado in a day of bitter ill-luck |
Free Minds | We sent upon them a violent wind, on a day of continuous misery. |
Qaribullah | And We sent against them a howling wind in a Day of continuous of ill fortune |
Asad | Behold, We let loose upon them a raging storm wind on a day of bitter misfortune: |
Diyanet Vakfı | Biz onların üstüne, uğursuzluğu devamlı bir günde dondurucu bir rüzgar gönderdik. |
Diyanet | Nitekim üzerlerine, insanları, sökülmüş hurma kütüğü gibi kopararak yere seren, dondurucu bir rüzgarı uğursuzluğu devam eden bir günde gönderdik. |
Edip Yüksel | Uğursuzluk üstüne uğursuzluğa sahip bir günde üzerlerine vahşi bir rüzgar gönderdik. |
Suat Yıldırım | Biz onların üstüne o pek talihsiz günde, her şeyi söküp atan bir kasırga gönderdik. |
Yaşar Nuri Öztürk | Biz onların üzerine uğursuzluğu kesiksiz bir günde, dondurucu/uğultulu bir kasırga gönderdik. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Şüphe yok ki sürüp giden uğursuz bir günde onlara bir kasırgadır yolladık. |
Ali Bulaç | Biz, o uğursuz (felaket yüklü ve) sürekli bir günde üzerlerine 'kulakları patlatan bir kasırga' gönderdik. |
Süleyman Ateş | Biz onların üstüne uğursuz mu uğursuz bir günde uğultulu bir kasırga saldık. |
Önceki [54:18]< >[54:20] Sonraki |