1. [54:35] | ni`metem min `indinâ. keẕâlike neczî men şekera. | نعمة من عندنا كذلك نجزي من شكر نِعْمَةً مِّنْ عِندِنَا كَذَلِكَ نَجْزِي مَن شَكَرَ |
---|
Elmalılı | Katımızdan bir nimet olarak. Biz şükredeni böyle mükafatlandırırız. |
Y. Ali | As a Grace from Us: thus do We reward those who give thanks.
|
Words | | نعمة - (As) a favor| من - from| عندنا - Us.| كذلك - Thus| نجزي - We reward| من - (one) who| شكر - (is) grateful.| |
Pickthal | As grace from Us. Thus We reward him who giveth thanks. |
Arberry | a blessing from Us; even so We recompense him who is thankful. |
Shakir | A favor from Us; thus do We reward him who gives thanks. |
Free Minds | A blessing from Us; it is thus that We reward those who are appreciative. |
Qaribullah | through Our Mercy. So it is that We recompense the thankful. |
Asad | as a blessing from Us: thus do We reward all who are grateful. |
Diyanet Vakfı | Katımızdan bir nimet olarak. Biz şükredeni işte böyle mükafatlandırırız. |
Diyanet | Biz de üzerlerine taş yağdıran bir rüzgar gönderdik. Ancak, Lut'un taraftarlarını, katımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık. Şükredene işte böyle mükafat veririz. |
Edip Yüksel | Katımızdan bir iyilik olarak. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz. |
Suat Yıldırım | Biz de Lût'un ailesi dışında, hepsinin üzerine taş savuran bir fırtına gönderdik. Onları ise, tarafımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık. İşte şükredenleri Biz böyle ödüllendiririz. |
Yaşar Nuri Öztürk | Katımızdan bir nimet olarak. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz biz. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Katımızdan bir nimet olarak; işte böyle mükafatlandırırız şükredeni. |
Ali Bulaç | Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte Biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz. |
Süleyman Ateş | Katımızdan bir ni'met olarak. Biz şükredeni böyle mükafatlandırırız. |
Önceki [54:34]< >[54:36] Sonraki |