1. [54:37] | veleḳad râvedûhü `an ḍayfihî feṭamesnâ a`yünehüm feẕûḳû `aẕâbî venüẕür. | ولقد راودوه عن ضيفه فطمسنا أعينهم فذوقوا عذابي ونذر وَلَقَدْ رَاوَدُوهُ عَن ضَيْفِهِ فَطَمَسْنَا أَعْيُنَهُمْ فَذُوقُوا عَذَابِي وَنُذُرِ |
---|
Elmalılı | Onun konuklarından murad almaya kalkıştılar. Biz de gözlerini siliverdik. "Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!" (dedik). |
Y. Ali | And they even sought to snatch away his guests from him, but We blinded their eyes. (They heard:) "Now taste ye My Wrath and My Warning."
|
Words | | ولقد - And certainly| راودوه - they demanded from him| عن - they demanded from him| ضيفه - his guests,| فطمسنا - so We blinded| أعينهم - their eyes.| فذوقوا - "So taste| عذابي - My punishment| ونذر - and My warnings."| |
Pickthal | They even asked of him his guests for an ill purpose. Then We blinded their eyes (and said): Taste now My punishment after My warnings! |
Arberry | Even his guests they had solicited of him; so We obliterated their eyes, saying, 'Taste now My chastisement and My warnings!' |
Shakir | And certainly they endeavored to turn him from his guests, but We blinded their eyes; so taste My chastisement and My warning. |
Free Minds | And they sought to remove him from his guests; so We diverted their eyes. "Taste My retribution; you have been warned." |
Qaribullah | They even solicited of him his guests, but We obliterated their eyes: 'Now, taste My punishment and My warnings! ' |
Asad | and even demanded that he give up his guests [to them]: [See 11:77-79 and the corresponding notes.] whereupon We deprived them of their sight [and thus told them, as it were]: [According to Ibn Abbas (as quoted by Razi), the expression tams al-ayn ("deprivation of sight") denotes here a "veiling [of something] from one's consciousness" (hajb an al-idrak). Hence, the phrase tamasna ayunahum may be understood to mean that God deprived them, in consequence of their evil propensities, of all moral insight (cf. 36:66 and the corresponding notes), and thus made them liable - as the sequence shows - to undergo bitter suffering in this world and in the next.] "Taste, then, the suffering which I inflict when My warnings are disregarded!" |
Diyanet Vakfı | Onlar Lut'un misafirlerine karşı kötülük yapmayı planlamışlardı. Hemen biz onların gözlerini silme kör ettik. "Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!" (dedik). |
Diyanet | And olsun ki, onlar Lut'un konukları olan melekleri elde etmeye kalkıştılar, bunun üzerine gözlerini kör ettik. "Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin sonucunu tadın" dedik. |
Edip Yüksel | Onun konuklarına göz diktiler, biz de onları kör ettik. Azabımı ve uyarılarımı tadın bakalım. |
Suat Yıldırım | Onlar Lût'un misafirlerine karşı niyetlerini bozdular, onlarla yalnız kalmak için gidip gidip geldiler. Biz de gözlerini silme kör ettik. Haydi tadın Benim cezalandırmamı ve tehditlerimi! [11,77-83; 15,61-74] {KM, Tekvin 19,11} |
Yaşar Nuri Öztürk | Yemin olsun, Lût'un misafirlerinden nefislerini tatmin etmek istemişlerdi de onların gözlerini silme kör etmiştik. Hadi, tadın azabımı ve uyarılarımı? |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve gerçekten de onun konuklarını istemişlerdi de biz, kör edivermiştik gözlerini, artık tadın azabımı ve korkutuşlarımın sonucunu. |
Ali Bulaç | Andolsun onlar, onun konuklarından da murad almak için baskı yaptılar. Biz de onların gözlerini silip kör ettik. "İşte azabımı ve uyarmamı tadın." |
Süleyman Ateş | Onun (güzel delikanlılar şeklinde görünen melek) konuklarından murad almağa kalkıştılar. Biz de gözlerini siliverdik: "Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!" |
Önceki [54:36]< >[54:38] Sonraki |