1. [54:46] | beli-ssâ`atü mev`idühüm vessâ`atü edhâ veemerr. | بل الساعة موعدهم والساعة أدهى وأمر بَلِ السَّاعَةُ مَوْعِدُهُمْ وَالسَّاعَةُ أَدْهَى وَأَمَرُّ |
---|
Elmalılı | Bilakis kıyamet onlara vaad edilen asıl saattir. Saat cidden çok feci ve acıdır. |
Y. Ali | Nay, the Hour (of Judgment) is the time promised them (for their full recompense): And that Hour will be most grievous and most bitter.
|
Words | | بل - Nay,| الساعة - the Hour| موعدهم - (is) their promised time,| والساعة - and the Hour| أدهى - (will be) more grievous| وأمر - and more bitter.| |
Pickthal | Nay, but the Hour (of doom) is their appointed tryst, and the Hour will be more wretched and more bitter (than their earthly failure). |
Arberry | Nay, but the Hour is their tryst, and the Hour is very calamitous and bitter. |
Shakir | Nay, the hour is their promised time, and the hour shall be most grievous and bitter. |
Free Minds | The Hour is their appointed time, and the Hour is far worse and more painful. |
Qaribullah | Rather, the Hour is their encounter. And that Hour will be most calamitous and bitter. |
Asad | But nay - the Last Hour is the time when they shall truly meet their fate; [Lit., "the time appointed for them" (maw iduhum).] and that Last Hour will be most calamitous, and most bitter: |
Diyanet Vakfı | Bilakis kıyamet onlara vadedilen asıl saattir ve o saat daha belalı ve daha acıdır. |
Diyanet | Kıyamet onların azap ile vadedildikleri gündür. O ne korkunç, ne acı bir gündür! |
Edip Yüksel | Saat onları beklemektedir, daha korkunç ve acıdır. |
Suat Yıldırım | Daha doğrusu, onların asıl buluşma zamanları, kıyamet saatidir.Kıyamet saatinin dehşeti ise tarif edilemeyecek kadar müthiş ve acıdır! |
Yaşar Nuri Öztürk | Hayır, buluşma zamanları kıyamet saatidir. Ne korkunç, ne acıdır o saat! |
Abdulbaki Gölpınarlı | Onlara vaadedilen azabın mukadder zamanı kıyamettir ve kıyametin azabı, daha da zararlıdır ve daha da acı. |
Ali Bulaç | Daha doğrusu onlara va'dedilen (asıl azap) (kıyamet) saatidir. O saat, 'kurtuluş olmayan daha korkunç bir bela' ve daha acıdır. |
Süleyman Ateş | Hayır, buluşma zamanları o (uyarıldıkları) sa'attir. O sa'at cidden çok feci ve acıdır; |
Önceki [54:45]< >[54:47] Sonraki |