1. [54:6] | fetevelle `anhüm. yevme yed`u-ddâ`i ilâ şey'in nükür. | فتول عنهم يوم يدع الداع إلى شيء نكر فَتَوَلَّ عَنْهُمْ يَوْمَ يَدْعُ الدَّاعِ إِلَى شَيْءٍ نُّكُرٍ |
---|
Elmalılı | Sen de onlardan yüz çevir ki, o gün çağırıcı, görülmedik müthiş bir şeye çağırır. |
Y. Ali | Therefore, (O Prophet,) turn away from them. The Day that the Caller will call (them) to a terrible affair,
|
Words | | فتول - So turn away| عنهم - from them.| يوم - (The) Day,| يدع - will call| الداع - the caller| إلى - to| شيء - a thing| نكر - terrible,| |
Pickthal | So withdraw from them (O Muhammad) on the day when the Summoner summoneth unto a painful thing. |
Arberry | So turn thou away from them. Upon the day when the Caller shall call unto a horrible thing, |
Shakir | So turn (your) back on them (for) the day when the inviter shall invite them to a hard task, |
Free Minds | So turn away from them; the Day will come when the caller will announce a terrible disaster. |
Qaribullah | Therefore, turn away from them. On the Day when the Caller summons them to a terrible thing, |
Asad | turn thou away from them. On the Day when the Summoning Voice will summon [man] unto something that the mind cannot conceive, [Lit., "something not known (nukur)" - that is, "something that human beings cannot know [i.e., visualize] because they have never met with anything like it" (Zamakhshari).] |
Diyanet Vakfı | Çağıranın görülmemiş bir şeye çağırdığı gün, sen de onlardan yüz çevir. |
Diyanet | Öyleyse onlardan yüz çevir; çağıran, görülmemiş ve tanınmamış bir şeye çağırdığı gün; |
Edip Yüksel | Onlara aldırma; çağırıcının, görülmemiş ve tanınmamış bir şeye çağıracağı gün, |
Suat Yıldırım | Sen de şimdi onları kendi hallerine terk et. Gün gelir bir münâdî, hiç de hoşa gitmeyen, insanın görür görmez kaçacağı bir yere çağırır. |
Yaşar Nuri Öztürk | O halde yüz çevir onlardan sen de; o çağırıcının alışılmadık/ürpertirci şeye çağırdığı günde, |
Abdulbaki Gölpınarlı | Artık yüz çevir onlardan; o gün çağıran, hoşlanılmayan birşeye çağırır. |
Ali Bulaç | Öyleyse sen onlardan yüz çevir. O çağırıcının 'ne tanınmış, ne görülmüş' bir şeye çağıracağı gün... |
Süleyman Ateş | Öyleyse sen de onlardan yüz çevir; o çağırıcının görülmemiş, tanınmamış bir şeye çağıracağı gün, |
Önceki [54:5]< >[54:7] Sonraki |