1. [54:7] | ḫuşşe`an ebṣâruhüm yaḫrucûne mine-l'ecdâŝi keennehüm cerâdüm münteşir. | خشعا أبصارهم يخرجون من الأجداث كأنهم جراد منتشر خُشَّعًا أَبْصَارُهُمْ يَخْرُجُونَ مِنَ الْأَجْدَاثِ كَأَنَّهُمْ جَرَادٌ مُّنتَشِرٌ |
---|
Elmalılı | Gözleri düşkün düşkün (zelil ve hakir) kabirlerinden çıkarlar, sanki yayılan çekirgeler gibidirler. |
Y. Ali | They will come forth,- their eyes humbled - from (their) graves, (torpid) like locusts scattered abroad,
|
Words | | خشعا - (Will be) humbled| أبصارهم - their eyes| يخرجون - they will come forth| من - from| الأجداث - the graves| كأنهم - as if they (were)| جراد - locusts| منتشر - spreading,| |
Pickthal | With downcast eyes, they come forth from the graves as they were locusts spread abroad, |
Arberry | abasing their eyes, they shall come forth from the tombs as if they were scattered grasshoppers, |
Shakir | Their eyes cast down, going forth from their graves as if they were scattered locusts, |
Free Minds | With their eyes humiliated, they come out of the graves like scattered locusts. |
Qaribullah | their eyes will be humbled as they come out from their graves as if they were scattered locusts, |
Asad | they will come forth from their graves, with their eyes downcast, [swarming about] like locusts scattered [by the wind], |
Diyanet Vakfı | Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde kabirlerden çıkarlar. |
Diyanet | Gözleri dalgın dalgın, çekirgeler gibi yayılmış, o çağırana koşarak kabirlerden çıkarlar. İnkarcılar: "Bu, zorlu bir gündür" derler. |
Edip Yüksel | Gözleri zillet içinde mezarlardan çıkarlar; tıpkı saçılmış çekirgeler gibi... |
Suat Yıldırım | Gözleri korkudan önlerine eğildikçe eğilmiş, dehşet içinde mezarlarından çıkar, yayılmış çekirgeler gibi her tarafı dalga dalga kaplarlar. |
Yaşar Nuri Öztürk | Kaymış olarak gözleri, çıkarlar kabirlerden. Sanki çekirgelerdir, çıvgın mı çıvgın! |
Abdulbaki Gölpınarlı | Gözleri yerde, kabirlerden çıkarlar, sanki onlar, dağılmış çekirgelerdir. |
Ali Bulaç | Gözleri 'zillet ve dehşetten düşmüş olarak', sanki 'yayılan' çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar. |
Süleyman Ateş | Gözleri düşkün düşkün (zillet ve dehşet içinde) kabirlerden çıkarlar; tıpkı yayılan çekirgeler gibidirler. |
Önceki [54:6]< >[54:8] Sonraki |