1. [56:10] | vessâbiḳûne-ssâbiḳûn. | والسابقون السابقون وَالسَّابِقُونَ السَّابِقُونَ |
---|
Elmalılı | Önde olanlar (var ya), onlar öncüdürler. |
Y. Ali | And those Foremost (in Faith) will be Foremost (in the Hereafter).
|
Words | | والسابقون - And the foremost| السابقون - (are) the foremost,| |
Pickthal | And the foremost in the race, the foremost in the race: |
Arberry | and the Outstrippers: the Outstrippers |
Shakir | And the foremost are the foremost, |
Free Minds | And those foremost, who will be from those foremost? |
Qaribullah | And the Outstrippers, the Outstrippers |
Asad | But the foremost shall be [they who in life were] the foremost [in faith and good works]: |
Diyanet Vakfı | (Hayırda) önde olanlar, (ecirde de) öndedirler. |
Diyanet | İyilik işlemekte önde olanlar, karşılıklarını almakta da önde olanlardır. |
Edip Yüksel | Bir de ileri geçen öncü elitler vardır. |
Suat Yıldırım | İmanda, fazilette öncüler ki ne öncüler! Onlar herkesi geçerler. [35,32; 3,133; 57,21] |
Yaşar Nuri Öztürk | Ve oluşta önde gidenler, yarışta önde gidenler... |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve bir de ileri geçenler ki herkesi geçmişlerdir. |
Ali Bulaç | Yarışıp öne geçenler de, öne geçmiş öncülerdir. |
Süleyman Ateş | Ve o sabıklar, sabıklar! |
Önceki [56:9]< >[56:11] Sonraki |