1. [56:15] | `alâ sürurim mevḍûneh. | على سرر موضونة عَلَى سُرُرٍ مَّوْضُونَةٍ |
---|
Elmalılı | (Onlar) cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler. |
Y. Ali | (They will be) on Thrones encrusted (with gold and precious stones),
|
Words | | على - On| سرر - thrones| موضونة - decorated,| |
Pickthal | On lined couches, |
Arberry | upon close-wrought couches |
Shakir | On thrones decorated, |
Free Minds | Upon luxurious furnishings. |
Qaribullah | on lavish couches |
Asad | [They will be seated] on gold-encrusted thrones of happiness, |
Diyanet Vakfı | Cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler, |
Diyanet | Mücevheratla işlenmiş tahtlara karşılıklı olarak yaslanırlar. |
Edip Yüksel | Lüks mobilyalar üzerinde, |
Suat Yıldırım | Mücevheratla işlenmiş tahtlara yaslanarak karşılıklı otururlar. |
Yaşar Nuri Öztürk | Süslü, nakışlı tahtlar üzerinde, |
Abdulbaki Gölpınarlı | Altınlarla, mücevherlerle bezenmiş tahtlarda otururlar. |
Ali Bulaç | 'Özenle işlenmiş mücevher' tahtlar üzerindedirler. |
Süleyman Ateş | Altın ve cevahirle işlenmiş tahtlar üzerindedirler. |
Önceki [56:14]< >[56:16] Sonraki |