1. [56:18] | biekvâbiv veebârîḳa veke'sim mim me`în. | بأكواب وأباريق وكأس من معين بِأَكْوَابٍ وَأَبَارِيقَ وَكَأْسٍ مِّن مَّعِينٍ |
---|
Elmalılı | Kaynağından doldurulmuş, testiler, ibrikler ve kadehlerle. |
Y. Ali | With goblets, (shining) beakers, and cups (filled) out of clear-flowing fountains:
|
Words | | بأكواب - With vessels| وأباريق - and jugs| وكأس - and a cup| من - from| معين - a flowing stream,| |
Pickthal | With bowls and ewers and a cup from a pure spring |
Arberry | with goblets, and ewers, and a cup from a spring |
Shakir | With goblets and ewers and a cup of pure drink; |
Free Minds | With cups, pitchers and drinks which are pure. |
Qaribullah | with goblets and ewers, and a cup from a spring |
Asad | with goblets, and ewers, and cups filled with water from unsullied springs [This is evidently a symbolic allusion to the imperishable quality - the eternal youthfulness, as it were - of all the experiences in the state described as "paradise". (See also next two notes.)] |
Diyanet Vakfı | Main çeşmesinden doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle. |
Diyanet | Ölümsüz gençler yanlarında, baş ağrısı ve dönmesi vermeyen bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş kaseler, ibrikler, kadehler; seçecekleri meyveler, arzulayacakları kuş eti ile dolaşırlar. |
Edip Yüksel | Kaynaktan doldurulmuş bardaklar, sürahiler ve kadehlerle. |
Suat Yıldırım | Etraflarında, cennet şarabından dolu testiler, sürahiler, kadehlerle, ebedîliğe ermiş çocuklar dolaşıp hizmet ederler. |
Yaşar Nuri Öztürk | Sürahiler, ibrikler ve öz kaynağından içkilerle doldurulmuş kadehler eşliğinde. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Kaynağından doldurulmuş şaraplarla dolu taslarla ve ibriklerle ve kadehlerle. |
Ali Bulaç | Kaynağından (doldurulmuş) testiler, ibrikler ve kadehler, |
Süleyman Ateş | Akıp giden şarap kaynağından doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle. |
Önceki [56:17]< >[56:19] Sonraki |