1. [56:23] | keemŝâli-llü'lüi-lmeknûn. | كأمثال اللؤلؤ المكنون كَأَمْثَالِ اللُّؤْلُؤِ الْمَكْنُونِ |
---|
Elmalılı | Saklı inciler gibi, |
Y. Ali | Like unto Pearls well-guarded.
|
Words | | كأمثال - Like| اللؤلؤ - pearls| المكنون - well-protected,| |
Pickthal | Like unto hidden pearls, |
Arberry | as the likeness of hidden pearls, |
Shakir | The like of the hidden pearls: |
Free Minds | Like pearls which are sheltered. |
Qaribullah | like hidden pearls, |
Asad | like unto pearls [still] hidden in their shells. |
Diyanet Vakfı | Saklı inciler gibi. |
Diyanet | İşlediklerine karşılık olarak, sedefteki inciler gibi ceylan gözlüler vardır. Orada boş ve günaha sokacak bir söz duymazlar. |
Edip Yüksel | Korunmuş inciler gibi... |
Suat Yıldırım | Ve gün görmemiş saklı inciler gibi güzel eşler... |
Yaşar Nuri Öztürk | Titizlikle korunan inciler misali; |
Abdulbaki Gölpınarlı | Sanki haznelerde saklanmış inciler. |
Ali Bulaç | Sanki saklı inciler gibi; |
Süleyman Ateş | Saklı inciler gibi; |
Önceki [56:22]< >[56:24] Sonraki |