1. [56:26] | illâ ḳîlen selâmen selâmâ. | إلا قيلا سلاما سلاما إِلَّا قِيلًا سَلَامًا سَلَامًا |
---|
Elmalılı | Duydukları söz, yalnız "selam", "selam" dır. | Y. Ali | Only the saying, "Peace! Peace".
| Words | | إلا - Except| قيلا - a saying,| سلاما - "Peace,| سلاما - Peace."| | Pickthal | (Naught) but the saying: Peace, (and again) Peace. | Arberry | only the saying 'Peace, Peace!' | Shakir | Except the word peace, peace. | Free Minds | Only the utterances of: "Peace. Peace." | Qaribullah | but only the saying: 'Peace, Peace! ' | Asad | but only the tiding of inner soundness and peace. [Lit., "only the saying, `Peace, peace' (salam)!" Regarding this latter term, see notes on 19:62, and 5:16.] | Diyanet Vakfı | Söylenen, yalnızca "selam, selam" dır. | Diyanet | Defterleri sağdan verilenler; ne mutlu o sağcılara! | Edip Yüksel | Sadece, "Selam, selam," derler. | Suat Yıldırım | İşittikleri söz, hep: “Selâm! selâm!” sesleridir. | Yaşar Nuri Öztürk | Sadece "Selam, selam!" denir. | Abdulbaki Gölpınarlı | Ancak, esenlik size, esenlik denir. | Ali Bulaç | Yalnızca bir söz (işitirler:) "Selam, selam." | Süleyman Ateş | Duydukları söz, yalnız "Selam, selam" dır. | Önceki [56:25]< >[56:27] Sonraki |
|