1. [56:30] | veżillim memdûd. | وظل ممدود وَظِلٍّ مَّمْدُودٍ |
---|
Elmalılı | Uzamış gölgeler, | Y. Ali | In shade long-extended,
| Words | | وظل - And shade| ممدود - extended,| | Pickthal | And spreading shade, | Arberry | and spreading shade | Shakir | And extended shade, | Free Minds | And extended shade. | Qaribullah | and continuous shade, | Asad | and shade extended, [See note on 4:57.] | Diyanet Vakfı | Uzamış gölgeler, | Diyanet | Onlar dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen bol meyveler arasında; yüksek döşekler üzerindedirler. | Edip Yüksel | Uzamış gölgeler, | Suat Yıldırım | Yayılmış gölgeler... [4,57; 13,35; 77,41] | Yaşar Nuri Öztürk | Uzayan gölgeler, | Abdulbaki Gölpınarlı | Ve uzayıp giden bir gölgelik. | Ali Bulaç | Yayılıp-uzanmış gölgeler, | Süleyman Ateş | Uzamış gölge(ler), | Önceki [56:29]< >[56:31] Sonraki |
|