1. [56:6] | fekânet hebâem mümbeŝŝâ. | فكانت هباء منبثا فَكَانَتْ هَبًَاء مُّنبَثًّا |
---|
Elmalılı | Dağılıp toz duman haline geldiği |
Y. Ali | Becoming dust scattered abroad,
|
Words | | فكانت - So they become| هباء - dust particles| منبثا - dispersing.| |
Pickthal | So that they become a scattered dust, |
Arberry | and become a dust, scattered, |
Shakir | So that they shall be as scattered dust. |
Free Minds | So that they become only scattered dust. |
Qaribullah | becoming scattered dust, |
Asad | so that they become as scattered dust - |
Diyanet Vakfı | Dağılıp toz duman haline geldiği, |
Diyanet | Ey insanlar! Yer sarsıldıkça sarsıldığı, dağlar ufalandıkça ufalanıp da toz duman haline geldiği zaman, siz de üç sınıf olursunuz. |
Edip Yüksel | Artık o toz duman haline gelmiştir. |
Suat Yıldırım | Uçuşan toz zerreleri haline geldiği zaman... |
Yaşar Nuri Öztürk | Hepsi un-ufak olup dağılmıştır. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Dağılmış zerre zerre toz haline gelince. |
Ali Bulaç | Derken toz duman halinde dağılıp-savrulduğu, |
Süleyman Ateş | Dağılan toz duman haline geldiği |
Önceki [56:5]< >[56:7] Sonraki |