1. [72:25] | ḳul in edrî eḳarîbüm mâ tû`adûne em yec`alü lehû rabbî emedâ. | قل إن أدري أقريب ما توعدون أم يجعل له ربي أمدا قُلْ إِنْ أَدْرِي أَقَرِيبٌ مَّا تُوعَدُونَ أَمْ يَجْعَلُ لَهُ رَبِّي أَمَدًا |
---|
Elmalılı | De ki: "Ben bilmem, o size vaad edilen şey yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar.." |
Y. Ali | Say: "I know not whether the (Punishment) which ye are promised is near, or whether my Lord will appoint for it a distant term.
|
Words | | قل - Say,| إن - "Not| أدري - I know| أقريب - whether is near| ما - what| توعدون - you are promised| أم - or (whether)| يجعل - will appoint| له - for it| ربي - my Lord| أمدا - a (distant) term.| |
Pickthal | Say (O Muhammad, unto the disbelievers): I know not whether that which ye are promised is nigh, or if my Lord hath set a distant term for it. |
Arberry | Say: 'I do not know whether that which you are promised is nigh, or whether my Lord will appoint for it a space; |
Shakir | Say: I do not know whether that with which you are threatened be nigh or whether my Lord will appoint for it a term: |
Free Minds | Say: "I do not know if what you are promised is near, or if my Lord will make it distant." |
Qaribullah | Say: 'I do not know whether that which you are promised is near, or whether my Lord will set for it a time. |
Asad | Say: "I do not know whether that [doom] of which you were forewarned is near, or whether my Sustainer has set for it a distant term." |
Diyanet Vakfı | De ki: Tehdit edilegeldiğiniz (azap), yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar, ben bilmem. |
Diyanet | De ki: Size söz verilen yakın mıdır, yoksa Rabbim onu uzun süreli mi kılmıştır ben bilmem." |
Edip Yüksel | De ki, "Size söz verilen yakın mıdır yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi belirlemiştir bilmiyorum." |
Suat Yıldırım | Ey Resulüm! De ki: “O sizin tehdit edildiğiniz azap yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için bir süre mi belirler, kesin bilmiyorum.” |
Yaşar Nuri Öztürk | De ki: "Bilmiyorum, size vaat edilen şey yakın mıdır yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyacaktır?" |
Abdulbaki Gölpınarlı | De ki: Ben bilmem, size vaadedilen pek mi yakın, yoksa Rabbim, onu bir müddet uzattı mı? |
Ali Bulaç | De ki: "Bilmiyorum, size vadedilen (kıyamet ve azap) yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koymuştur?" |
Süleyman Ateş | De ki: "Size söylenen şey yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyacaktır, bilmem." |
Önceki [72:24]< >[72:26] Sonraki |