1. [78:17] | inne yevme-lfaṣli kâne mîḳâtâ. | إن يوم الفصل كان ميقاتا إِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ كَانَ مِيقَاتًا |
---|
Elmalılı | Kuşkusuz o hüküm günü kararlaştırılmış bir vakit olmuştur. |
Y. Ali | Verily the Day of Sorting out is a thing appointed,
|
Words | | إن - Indeed,| يوم - (the) Day| الفصل - (of) the Judgment| كان - is| ميقاتا - an appointed time,| |
Pickthal | Lo! the Day of Decision is a fixed time, |
Arberry | Surely the Day of Decision is an appointed time, |
Shakir | Surely the day of decision is (a day) appointed: |
Free Minds | The Day of Separation is an appointed time. |
Qaribullah | Indeed, the Day of Decision is an appointed time, |
Asad | VERILY, the Day of Distinction [between the true and the false] 9 has indeed its appointed time: |
Diyanet Vakfı | Şüphesiz hüküm günü vakit olarak belirlenmiştir. |
Diyanet | Doğrusu, hüküm gününün vakti elbette tesbit edilmiştir. |
Edip Yüksel | Yargılama Günü, belirlenmiş bir vakittedir. |
Suat Yıldırım | (İmdi bunları anladıysanız, hakkında ihtilaf ettiğiniz o mahşer dirilişini de anlarsınız. İşte bunları kim yapmışsa, ölüleri de O diriltecektir.) Evet, o “karar günü,” vakti kesin olarak belirlenmiş bir gündür. |
Yaşar Nuri Öztürk | Hiç kuşkusuz, o ayırma ve hüküm günü kesin olarak belirlenmiştir. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Şüphe yok ki ayırma gününün vakti de tayin edilmiştir. |
Ali Bulaç | Şüphesiz o hüküm (fasl) günü, belirlenmiş bir vakittir. |
Süleyman Ateş | Muhakkak ki (haklının, haksızın ayırdedileceği) hüküm günü, belirlenmiş bir vakittir. |
Önceki [78:16]< >[78:18] Sonraki |